Erzurum-Amed maçıyla ilgili hikayeye direk giriş yapıyorum. Bir gün Nasreddin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının üzerine çıkmış, elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.
Görenler :
-“Aman Hocam, bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!” diye bağırmağa başlamışlar.
Hoca kesmeye devam ederek seslenmiş:
-“Bu dalı kesenin yere düşeceğini hepiniz akıl ettiniz de , ben size yıllardır ahiretin dalı olan dünyanızı keserseniz cehenneme düşersiniz diyorum, neden hâlâ akıl edemiyorsunuz!!!...”
Diye noktalamış!...
Evet!...Cumartesi akşamı da Erzurum taraftarı bize Kazım Karabekir Stadı’nda şok bir fıkra yaşattı.
Güldürecek cinsten değil, düşündürecek ve ders çıkartacak cinsten…
Evet!...Spor Toto 2. Ligin en güçlü ekipleri ve favoriler arasında gösterilen iki takımın mücadelesine tanık olduk Kazım Karabekir Stadı’nda…
Bir yanda yaptığı transferlerle adından bahsettiren BB Erzurumspor, diğer yanda son yıllarda yakaladığı istikrarla herkesin dikkatini çeken Amedspor, işte bu iki takım Kazım Karabekir Stadı’nda kozlarını paylaştı.
Rakipte farklı ideoloji peşinden koşan ve sahayı provoke etme eğiliminde olan futbolcuların olduğunu, futbol dünyasında bilmeyen duymayan kalmadı.
Ama sonuçta bunlar profesyonel futbolcular, biz Erzurum olarak aklı selim olmak zorundaydık.
Günlerdir Pusula gazetesi olarak da Amed maçında yaşanabilecek provokasyonlara karşı dikkat çektik.
Bunda da yanılmadık, keşke yanılsaydık.
Neyse!...
Maç öncesinde tehlikenin farkında olan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen sahaya inerek, uyarısını yaptı. Taşkınlık, kötü tezahürat istemedi Başkan Sekmen…
Hatta başkan o kadar sert konuştu ki; “Bize zarar getirici bir harekette bulunursanız, desteği keserim” tehdidini savundu.
Dadaşlar Grubu Basın Sözcüsü Tevhit Ergin de, söz verip, maraton tribüne çıktı.
Evet!...Dadaşlar Grubu görevini yaptı. Ama sözde taraftar kılığına giren fanatikler, şehrin kaderi ile oynadılar.
Bırakın rakip takıma hakaret etmeyi, attıkları pet şişelerle oyunu soğutup, kendi takımlarının hızını kestiler. Hatta bu yönleri ile rakip takıma yardımcı bile oldular.
Üstelikte, BB Erzurumspor’un kalesinde gördüğü ilk golde cabası….
Çünkü o gol tamamen, sözde taraftar olan Erzurum hainlerinin bir eseri oldu.
Provokasyonlar arasında ne olduğunu anlamaya çalışan BB Erzurumsporlu futbolcular konsantrasyon bozukluğu içinde kalesinde golü gördüler.
Engin’in şık ve muhteşem golü bile tahriklerin önüne geçemedi.
Yine o pet şişelerin atıldığı dakikalarda konuk takım serbest vuruş kazandı.
Belki de, kaleci Ahmet Altın, Erzurum’a geldiği günden beri ilk kez bir hatalı gol yedi.
Bu kadar kusur Kadı Kızı’nda da olur.
Tabi; Amed, kız değil bunu sadece mecazi anlamda söylüyorum.
Takımına şampiyonluk sevinci yaşatan bir kaleciyi hatalı bir gol yedi diye yerden yere vurmaya kimsenin hakkı yok.
Böyle biri de varsa direk söyleyelim karşısında beni bulur…
Bugüne kadar onlarca pozisyon kurtaran ve Amed maçında da yüzde yüz gol şanslarına imkan tanımayan Ahmet inanıyorum ki,  daha ilk golde meydana gelen provokasyonların şokunu atlatamadığı için o konsantrasyon bozukluğu içinde yedi frikik golünü…
Evet!...Cumartesi günü öyle bir maç oynadık ki, sahadaki futbolun önüne tribünlerdeki provokasyonlar geçti.
Mesela, Teknik Direktör Ahmet Yıldırım, niçin maça Mert Nobre ile başladı, keşke Mert Nobre’yi hazır kıta tutup, Mehmet Albayrak’la maça başlasaydı, Savaş Tağa yerine orta sahadan daha değişik bir ismi oyundan çıkarta bilirdi gibi eleştirilerimizi daha uzun uzadıya yapabilirdik.
Ama olmadı!...
Bu maçta teknik taktiği eleştirmek, ya da yapılan değişikleri eleştirmek yerine, sözde taraftar olan Erzurum hainlerinin şehre verdiği zararları konuşuyoruz.
Mesela kulüp başkanı Ali Demirhan’ın sanki orta aşı pişireceğiz, dünya kadar orta saha oyuncusu alırken, bir tane üst düzey stoper almadığını eleştireceğimiz yerde, konumuz tribün rezaleti oluyor.
Ya! Bakınız bize bir küçük nüans vereyim.
Engin Baytar, bir pozisyon sonrasında elleri ile taraftarı daha canlı olmaya, daha yoğun tezahürat yapmaya davet ediyor. Bu son derece güzel bir hareket, ama o tribünlerdeki provokatörler, destek çağrısı yerine köstek yapıyor ve sahaya pet şişe yağdırıyor.
Soruyorum sizlere var mı böyle bir taraftarlık şekli?...
Evet!...Daha ligin başındayız bir yenilgi ile şampiyonluk kaçmıyor, bir galibiyetle de şampiyonluk gelmiyor.
Daha bu köprünün altından çok sular akar…
Benim demek istediğim şudur ki;  Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir.
O kadar uyarı yaptık ki, o kadar çağrıda bulunduk ki, hepsi nafile…
Türkiye’nin kanaya yarası provokatörlük.
Bunun önüne geçemedik, ama geçeceğiz İnşallah, bu böyle gitmeyecek.
İki üç tane serserinin hatasını 20 bin taraftar ve bu şehrin tek ortak paydası BB Erzurumspor çekemez.
Çekmemeli de…
O provokatörlerin şehre verdiği zarar kesin, İnşallah TFF sağ duyulu Erzurumluların da iyi niyetini göz önünde bulundurur.
Ne diyelim, Cumartesi akşamı yaşananlar tam da Nasreddin Hoca’nın, kendi bindiği dalı kesme hikayesine döndü.
Son sözüm hakemlerle ilgili: bir çok kesimin olumsuz eleştirisine rağmen, bin orta hakem Ferhan Kestanlıoğlu ile yardımcıları Tamer Okuldaş ve H.İbrahim Atabay’ın hemen hemen sıfır hatayla maçı yönettiklerini söyleyebilirim.
Cumartesi günü Ferhan Hoca değil de başka bir hakem maçı yönetseydi, belki sonuç daha vahim olabilirdi.
Kestanlıoğlu, kıvrak zekası ve saha içi liderliği ile zorlu 90 dakikayı başarıyı ile bitirdi.
Kutluyorum kendisini ve triosunu…