Hele de Erzurum’u kare kare görüntülemeye bayılırım.
Bu nedenle fırsatını bulduğum an, bırakırım kendimi tabiatın kucağına.
Rüzgarın savurduğu yaprak misali…
Neresi denk düşerse artık!
***
Kimi zaman Ata Botanik Park’a gider, kimi zaman Abdurrahmangazi’ye çıkar, bazen Dutçu Köyü’ne, Pir Ali Baba’ya uğrar, kimi zaman da soluğu Topdağı’nda alır, hem Aziziye ve Mecidiye’nin manevi havasını tenefüs eder, hem de güzellikleri görüntülerim.
***
Aziziye ve Mecidiye Tabyaları’na, Karskapı’daki askeri kışlaların arasından geçen dar bir yoldan ulaşılır.
Orada üç büyük kışlası var 9. Kolordu’nun.
Bunlardan birisi General Fikret Esen, birisi Gazi Ahmet Muhtarpaşa, bir diğeri de Şehit Teğmen Galip Saim Tuna Kışlası.
***
Çok fazla değil daha geçen yıla kadar Karskapı asker kaynar, nizamiyelerin önünde ciddi hareketlilikler yaşanırdı.
İnanmazsınız ama, şimdi asker yok!
Sadece asker değil…
Garajlar da boşalmış, yani araç da yok.
***
Topdağı’ndan aşağıya inerken, göze çarpan o yokluğu gördüğünde, insanın aklına ister istemez Neriman Atındağ Tüfekçi’nin buğulu sesi ve hafızalara kazınan o muhteşem uzunhava geliyor:
“Kışlalar doldu bugün, doldu boşaldı bugün.”
***
Anladık kışlalar boşaldı.
Tamam da, sebebi ne?
Acaba Mehmetçik tatbikata gitti de bundan dolayı mı kışlalar boşaldı?
Yoksa Milli Savunma Bakanlığı Erzurum’da asker mevcudunu azaltma gibi bir yol mu izliyor?
***
Diyelim ki, Karskapı’daki kışlaların kapatılması kararlaştırıldı.
Bu gizlilik niye?
Yetkililerin kamuoyunu bilgilendirmesi, alınan kararların sebebini izah etmesi gerekmez mi?
***
Kışlalar kapatıldı…
Peki Karskapı’daki o devasa araziler ne olacak?
Bir küçük toprak parçası bulduğunda akbaba gibi üşüşüp, beton yığınlarını konduranlara gün mü doğacak?
Yoksa o kışlalar, acemi er yetiştirme alaylarına mı dönüşecek?
***
Keşke böyle olsa.
Yaz mevsimi nedeniyle piyasalarında yaprağın bile kıpırdamadığı Erzurum’a acemi er birlikleri, ilaç gibi gelir.
***
Şöyle bir düşünün!
Her üç ayda bir binlerce acemi er’in Erzurum’a gelmesi, özellikle yemin törenlerinin yapıldığı günlerde yurdun dörtbir yanından asker ailelerinin şehre akın etmesi, muazzam bir kaynak akışının sağlanması anlamı taşımaz mı?
***
Bu konuda milletvekillerimiz ne düşünür?
Bi açıklama bekliyor insanımız.
***
Belki denilerbilir ki; “Erzurum kış şehri, asker zorlanır!”
Doğrudur.
Ama unutmayalım ki, savaşlar sadece yaz aylarında olmuyor.
Allah, savaşın her türlüsünden ülkemizi korusun.
Ancak öyle bir durum vaki olursa, kış şartlarına uyum sağlamış askere de savaş zamanlarında ihtiyaç mutlaka duyulacaktır.
Bu nedenle Erzurum idealdir diye düşünüyorum.


GAZETECİ HERŞEYİ BİLMEK ZORUNDA MIDIR?
Neden böyle bir soru sorma ihtiyacı hissettim?
Anlatayım:
***
Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım “İki yanlıştan bir ETÜ çıkmaz” başlıklı yazımıza öfkelenen ve bize “kara” çalmaya da çalışan Rektör Profesör Doktor Muammer Yaylalı hayranlarından bir okurumuz, şöyle yazmış:
“Yazarlarımızın güçleri nereden geliyor acaba? Bilgi, görgü, deneyim mi? Tahsil mi? Her sektör için yazıyorlar. Bir insan herşeyi bilebilir mi?”
***
Bir insan elbet herşeyi bilemez.
Ama gazeteci bilmek zorundadır!
***
Çünkü gazeteci, toplumun her kesimine hitap eder.
Gazeteci yeri gelir spor yazar, yeri gelir kültür’den, sanat’tan dem vurur, yeri gelir ekonomi’den, siyaset’ten bahseder.
***
Yani gazeteci ve yazarların hemen her konuda kültürlü, bilgili, birikimli olmaları mesleki bir zorunluluktan kaynaklanmaktadır.
“Siz gazetecisiniz, bilirsiniz” sözü boşuna mı söylenir sanırsınız!
***
Küçümser eda takınarak bize “Yazarlarımızın güçleri nereden geliyor” diye soran arkadaş bilsin ki…
Gazetecinin silahı, topu, tüfeği yoktur.
Görünürde bir kalemi vardır, bir de kendisi.
Ama arkasında da yığınla okuru.
Güç o büyük kitleden, yani okurdan alınır.
Yaylalı hayranlarına bizim yerimize cevabın okurlarımız tarafından verilmiş olması da bunun en güzel örneğidir.
***
Yeri gelmişken şükran duygularımı ifade edeyim…
Bize güç veren, arka çıkan herkese sonsuz teşekkürler.
İyi ki, varsınız.
***
Herkes de biliyor ki, bu satırların yazarı, yıllardan beri şehrin meseleleri üzerine çalakalem gitmekte, mücadelesini Erzurum adına, Erzurum’un cefalı ve vefalı insanları adına sürdürmektedir.
Bundan sonra da aynen böyle olacaktır.
Ta ki, takatten kesilene kadar.