Dil Güzel Olursa hayat Çok Güzel Olur! Okuduğum Kitapları Yazanlara Minnettarım!
Bir akşam kuzenim hastanenin acil bölümüne yatmış, çağırdılar, gittim yirmi otuz hasta ve elliden fazla refakatçi, genç bir bayan doktor, tam karışık ve gergin bir ortam! Herkes benim hastama bak diye doktorun başının etini yiyorlar. Bir ara doktor hanımın yanına gittim ve siz gerçekten büyük ve saygın bir iş yapıyorsunuz, sizi tebrik ediyorum, dedim, hastamın yanına geldim.
Bir dakika geçmeden doktor hanım yanımıza geldi, hastanızın neyi vardı dedi, küçük bir motivasyon ve takdir edilme duygusu doktoru mutlu etmişti. Demek ki ona göre birileri en azından takdir ediyordu.
Bir toplantı sonrasında otelin kafe barında bir arkadaşla oturduk kahve içecektik. Bar oldukça kalabalık, herkes garsonlara sesleniyor, garsonlar yetiştiremiyorlar. Yanımızda oturan bir müşteriye garson siparişini getirdiğinde ben garsona, harika bir iş çıkarıyorsunuz, tebrik ederim, dedim, bir iki dakika sonra garson yanımıza geldi ve siparişimizi aldı.
Bu ramazanda belediye otobüsüyle iftara yakın kızıma gidiyorum. Otobüs şoförünün ağzı köpürmüş, deşarj olmak için otobüsün içinde veya trafikte seyreden araçlardan dövecek adam arıyor. Millet pusmuş, kaza yapacağız neredeyse, tutacaklara sarılmışız, otobüsle devrildik devrileceğiz derken, kaptanın yanına gittim. Merhaba dedim, kaptan bey, ramazanda bu saatte ne kadar güzel araç kullanıyorsunuz ve bu trafiğe rağmen çok sabırlısınız maşallah, tebrik ederim, çok eskisiniz galiba dedim. Önce alay edip etmediğimi anlamak için yüzüme baktı, ciddi olduğumu görünce değişti, “ramazan, millet oruç daha dikkatli olmak lazım dedi ama otobüs kullanışı çok değişti, kibar nazik. İnince belediyeye kendisi için güzel bir şeyler yazacağımı söyledim ve gerçekten de güzel şeyler yazdım!
Güzel şeyler yazdım derken, rutin ziyaret ettiğim bir hastane kliniğindeki sekreterler bana telefonlarını verdiler, bir ihtiyacın olursa ara diye. Çünkü onları motive ediyorum, sabırla bekliyorum, gün vereceklerse itiraz etmiyorum ve daha doğrusu her hastane ziyaretinden sonra muhatap olduğum insanlar ve doktorlar için başhekimliğe teşekkür yazısı yazıyorum. Ben bunları ne yazık ki gençliğimde okumamıştım, bilmiyordum, daha çok siyasi şeyler okuyordum, felsefe, edebi eserler okumuyordum, felsefeyi tanımıyordum, geç tanıştım ve kendimden bu konuda özür diliyorum.
Bu yazımı yazmamın amacı kendimi methetmek değil elbette, yağcılık yapmak gibi bir huyum da yok, hamdolsun. Aksayan bir şeyi gördüğümde onu güzel ve nazik bir dille uyarırım ve olmazsa şikâyet de ederim. Ancak anlatmak istediğim, di’li doğru ve nazik kullanmanın toplumumuza artıları, pozitif katkıları ve olumlu sonuçlar doğurabilecek etkileridir.
Ne duymak istiyorsan ona göre konuş diye duvar yazısı vardır; güzel hitap duymak için güzel hitap edecek, hakaret duymak istiyorsan hakaret içeren sözler edeceğiz, başka yol bilmiyorum.
Dilimiz hayatı kolaylaştırabilir, bize veya başkalarına zorlaştırabilir, inanılmaz kapılar açar veya kapatır; bu bir gerçek!
Değişimim okuduğum kitaplarla gerçekleşen bir yaşam şekline dönüşen dilimi kullanıyorum desem çok doğru söylememiş olurum, dilimi düzeltmeye çalışıyorum, dil her yerde benimle ve ben çok zaman güzel kullanmam gerektiğini unutuyorum; siz unutmayın, lütfen!