Yokluk ve yoksulluk içerisinde emperyalist haçlı işgalcilerin Anadolu’dan tamamen kovulması üzere başlatılan Büyük Taaruz ile kazanılan Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nin sene-i devriyesinde bu zafere ve Anadolu’ya yine yeniden tamamen sahip olmamıza vesile olan bu kutlu zaferin kazanılmasında tarih yazan Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve bütün şühedayı rahmet ve minnetle anıyorum.

Asırlarca; onlarca haçlı saldırıları ile ve akabindeki soğuk savaş dönemi ritüelleri ile Anadolu’yu yine yeniden ele geçirip mazlum milletlere tarihte Anadolu jeopolitiği üzerinden ümit ışığı olmuş Müslüman Türkleri Anadolu’dan koparmaya ve kendilerine mahkum ve mecbur bırakmaya çalışan haçlı saldırıları maalesef ki bugün yine yeniden sahne almış durumdadır.

Ülkemizi yönetenler ve milletimiz unutmamalıdır ki;

Anadolu ölmeyi başarabilenlerin ölümüne kararlılıkla mücadele edebilenlerin coğrafyasıdır..!

Anadolu kavşak bir coğrafya olması onlarca medeniyete beşiklik etmesi münasebeti ile yolu Anadolu’dan geçen herkesin derdi ile dertlenen çilesi ile hüzünlenenlerin coğrafyasıdır!

Anadolu yediği içtiği yeri kutsal kabul edip yan gelip yatanların peşin satanların sermayeden tüketip önce akçe alıp sonra buyruk alanların coğrafyası da değildir..!

Anadolu zulme boyun eğip zalimi alkışlayanların, padişah soytarısı gibi şakşakçıların, yalakaların coğrafyası değildir..!

Anadolu bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın diyenlerin..! Suya ve sabuna dokunmayanların, yediği içtiği yeri kutsal farz edip sadece kendine Müslümanların coğrafyası hiç değildir..!

Anadolu Tufana tanıklık etmiş..! Bağrında nice fırtınalar kopmuş..! Hakim olunma mücadeleleri eşliğinde kan ve gözyaşı sel olup akmış..! Tarihte bir çok millete ve medeniyete mezarlık olmuş..! Ahın, feryadın ve vebalin konumlandırdığı bir coğrafyadır..!

Anadolu mazlumların, gariplerin, mağdur ve kimsesizlerin imdadına, feryadına, kimsesizliğine kulak tıkayanların değil..! Hakkın ve hukukun timsali olup, hoşgörü ve adalette yarışıp, zulme karşı kıyam edip..! Batılın karşısında..! Hakkın yanında saf tutabilenlerin coğrafyasıdır!

Anadolu birliğin..! Beraberliğin..! İnanç ve idealizmin..! Cesaret ve kararlılığın timsali olarak..! Uğruna ölebilenlerin coğrafyasıdır..!

Evet muhterem gönüldaşlarım ve dostlarım;

Anadolu'da kopması bir zaruriyet haline gelen bu fırtına karşısında..!

Öncesinde etrafının ateş çemberine çevrildiği ve bu günlerde akdeniz sularının ısınmaya başladığı ve belki de yeni bir tufana tanıklık edecek Anadolu yeni bir fırtınanın artık arefesinde de değil anı yaşamaktadır.

Anadolu’da küresel ve emperyalist kuşatma ve ayak oyunlarına karşı Rahmetli Başbuğumuzun onlarca yıl öncesinden işaret ettiği tarihi öngörüsü doğrultusunda

“Kore yaylasında kopan bir fırtına, kendi sahillerinde söner. Vietnam'da kopan bir fırtına ancak kendi sahillerini yalar; Himalayalar'da kopan fırtına dahi Hint Okyanusu'nda kırılabilir. Fakat Anadolu yaylasında kopan bir fırtına bütün dünyayı tesir altına alabilir..!"

Bu minvalde; Ulusal amaçlarımızın elde edilmesi ve ulusal iç ve dış güvenliğimizin sağlanması ancak askerî hareketlerle muktedir olunabilecektir.

Başka incelemeye, başka yoruma meal vermeden Akdenizdeki menzilimizi kaybettiğimiz adalarıda içine kapsayacak şekilde genişletecek Kıbrıs sahanlığının tamamen kontrol altına alınmasını ve bir oldu bittinin önüne geçilmesini sağlayacak, Irak ve Suriye’yi kapsayan, Musul, Kerkük’ü de içine alan, Kuzey Irak’ı, Kandil’i, Cerablus’u, Azez’i, Kobani’yi, Afrin’i, Tel abya’dı, Resulayn’ı, Kamışlı’yı velhasıl Fırat’ın tamamen doğusunu kontrol altına alan bir askeri hareketi başlatılması elzem olup bu devlet iradesinin arkasında Millet olarak; Hiç bir ayrım yapmadan millet olmayı başarıp ya el ele tutuşup Anadolu’yu sarıp sarmalayacağız..! Ya da..! Bir birinden bihaber darmadağın bir halde dalından kopmuş yaprak misali sağa sola savrulup..! ...Anadolu'daki milletler mezarlığında yerimizi alacağız..!

Zaferler ayı Ağustos’un mazlum ve müslüman milletler adına kazanılmış nice zaferlere vesile olması dileklerimle...

selam-saygı-dua…