Türkiye Futbol Federasyonu neyin peşinde, anlamış değiliz!

Neden mi?

Anlatalım da, dinleyin o halde!

Malum, 12 Haziran’da Süper Lig karşılaşmaları başlayacak ve ihtimalen bir ya da iki hafta sonra da alt lig maçları start alacak…

Şimdi!

TFF Sağlık Kurulu salgınla mücadele kapsamında oturmuş ve bir dizi talimat hazırlamış…

Demiş ki:

- Basın tribününde sadece 10 muhabir bulunacak!

Demiş ki:

- Basın toplantısına sadece ajans temsilcileri alınacak, yerel basın alınmayacak!

Demiş ki:

- Hocalara sorulması gereken sorular not edilecek ve TSYD görevlileri aracılığıyla sorulacak…

Demiş ki:

- Gazeteciler, karşılaşmalardan iki gün önce hem Kovid-19 ve hem de Antikor testi yaptıracak, tabi kendi imkanlarıyla…

Bunlar bizim şimdilik bildiklerimiz…

Muhtemelen dahası da vardır ve sorsanız bunun adı “salgınla mücadele”dir onlar için…

Güler misiniz, ağlar mısınız?

Sen tut 22 futbolcuyu sür sahaya, hakemlerle birlikte 25 kişiyi bir arada koştur… Kulübeydi, hocasıydı, antrenörüydü, yardımcısıydı, top toplayıcısı, sağlık görevlisiydi falan derken düzinelerce insanı bir araya getir ve bunda herhangi bir sakınca görme, fakat tribünlerdeki gazeteci sayısını 10’a düşür!!!

Sonra da kalk de ki:

- Biz salgınla mücadele ediyoruz…

İyi de…

Siz bu şekilde salgınla değil, bildiğiniz basınla mücadele etmişsiniz be!

Söyler misiniz?

Yüzlerce kişilik basın tribünlerindeki muhabir sayısını 10’a düşürmek de nedir allah aşkına?

Hayır, gazetecilerin tutturabilecekleri en kötü sosyal mesafenin bile futbolcularınkinden çok daha nizami olacağı kesin yani…

Yok, soru sorma!

Yok, yerel basın girmesin!

Yok, kapılar ajanslara açık!

Hayırdır?

Ajanslar Kovid’le “bulaşmama/bulaştırmama” sözleşmesi imzaladılar da, bundan bizim mi haberimiz olmadı, nedir bu yani?

Aslını sorarsanız ne olduğu gayet acık:

Saçmalardan seçmeler elbette…

Oldu olacak, virüsün adını Korona olmaktan çıkartıp, Medyana diye değiştirin tamam olsun bu iş…

Öyle ya!

Siz virüsle değil, düpedüz ve resmen bize karşı bir mücadeleye girişmişsiniz vesselam!