Siyasetin Türkiye’de girmediği yer kalmamış gibi, birileri hemen hareket çekiyor…

“Futbolu siyasete, siyaseti de futbola alet etmeyin!”

El hak, doğrudur…

Etmeyelim etmesine de, gelinen noktaya bakılınca bu işin siyasetsiz olmayacağı da ortada…

Mesele şu:

Kazım Karabekir Stadyumu’nun yenilenmesine karar verildi ya; şehirde bir tartışmadır ki başladı…

Bir kesim diyor ki:

“Kazım Karabekir Stadyumu yenilenirse yeter…”

Karşıt görüş ise, şunu savunuyor:

“Erzurum’a yeni stadyum yapılması gerekiyor…”

Şimdi!

Bunun kararını kim verecek?

İlla ki siyaset verecek…

Yani şu anda iktidarda olan parti ne derse ve neyi isterse kesinlikle o olacak…

İşte tam da böyle bir ortamda işi siyaseten yürütmek varken, birileri çıkıp futbolun siyasete alet edilmemesi çağrısında bulunuyor…

İyi de…

Erzurum’a yeni stadyum yapılması için siyasetten destek bekleyemeyeceğiz de, kimden bekleyeceğiz peki?

Deniz Feneri Derneği’ni mi devreye sokacağız yoksa İHH’yı mı?

Söyler misiniz?

Hakkımız olanı AK Parti’den istemeyeceğiz de, kimden isteyeceğiz?

Bu yüzden kimse kusura bakmasın!..

Bu şehir AK Parti’ye 18 yıldır kayıtsız-şartsız destek vermişse eğer, AK Parti de gerekeni bu şehir için yapmak zorundadır…

Kazım Karabekir Stadyumu’nun yenilemek yerine, bu şehre, yine bu şehrin yarınlarına yakışır bir stadyum yapılmalı ve bu Erzurum için asla bir lütuf olarak kabul edilmemelidir!

Ve bilinmelidir ki; Erzurum’u sırtında gezdirmek, AK Parti için boyun borcudur…

İNANMAK LAZIM…

Kuraklık var, yağmur yağmıyor, nefesi kuvvetli bir hoca getirmişler, hep beraber tepeye yağmur duasına çıkmışlar, akşama kadar dua etmişler, bir damla yağmur düşmemiş...

“Hani hocaefendi, yağmur nerede?”

Hoca terslemiş:

“Sizin kalbiniz bozuk!”

“Niye?”

“Eğer yağmur yağacağına inansaydınız, şemsiye taşırdınız. Bir ben inandım, şemsiye aldım, o da yetmedi!”