Sezona eksikliklere rağmen Ankaragücü maçı ile başlıyor ve 3 puan alıyoruz…

Sonraki maçta Ankaragücü karşısında oynadığımız futboldan daha iyisini oynuyor, derken rakip takım karşısında önce öne geçiyor, ardından skoru eşitletiyor ve en sonunda da mağlup oluyoruz…

Yani futboldan hiç çakmayan birine anlatacak olsak bu olup biteni; “şaka yapıyor olmalısınız!” der ve bununla da yetinmeyerek bir de üstümüze güler vallahi!

Her neyse…

Erzurumspor- Sivasspor maçının ardından epeyce bir durup düşündük… Üstelik Şifo Mehmet’in yapmaya çalıştığı şeyin ne olabileceğine dair onlarca da soru sorduk kendimize, ama nafile!

Misal, İbrahim Akdağ’ın sahada hangi “gizli görevi” ifa ettiğini bir türlü anlayamadık…

Rashad’la yer değiştirilen Ömer’i hem beslemeleri ve hem de rakip takımı kendi yarı sahasına hapsetmeleri için Juju ve Sissoko’nun sahaya sürülmemesine akıl sır erdiremedik…

Sonra Emrah…

Sonra Obertan…

Her ikisinin de maçın geneli itibariyle yetersiz kalmış olmasına rağmen sahada ısrarla tutulmalarına anlam da veremedik…

Yani boşa koyup dolduramadık, doluya koyup aldıramadık!

Kaldı ki, Sivasspor’un kendisinden beklenen performansı gösterdiği de söylenemez; ama buna rağmen cebimize rahatlıkla koyabileceğimiz 3 puanı götürüp hem de altın tepside Rıza Çalımbay’a hediye ettik…

Tamam…

Mücadele etmiş, sahada tüm gücünüzle ve enerjinizle oynamış ve fakat buna rağmen puan kaybetmiş olursanız, anlarız da… Maçı göz göre göre vermişseniz eğer; -kimse kusura bakmasın- buna hiçbirimiz anlayış gösteremeyiz!..

Biliyoruz…

Beylik lafların en meşhurudur:

“Daha sezonun başındayız ve önümüzde çok maç var…” diyenler de olacaktır şimdi…

İyi de…

Mantalite bu olacaksa eğer sezonun başı olsa ne yazar, sonu olsa ne yazar!..

Değil mi yani?

Siz sürekli korkak bir futbol oynatır, elinizdeki yıldızları saha kenarında bekletirseniz, rakibiniz olsa ne yazar, olmasa ne yazar!..

Eyvallah!

Takım bizim takımımız, dolayısıyla her şartta ve her koşulda desteğe de varız… Ancak aynı hatalar temcit pilavı misali ısıtılıp ısıtılıp gözümüze sokulursa şayet; kundağı yere de atarız, tencereyi de yuvarlarız!..

Bakın yine yeri geldi!

Dün demiştik ki:

“Her şerde bir hayır vardır…” diye…

Umarız bu mağlubiyet hayırlara vesile olur da, hem takımdaki eksiklikler tespit edilmiş, hem ders alınmış ve hem de Şifo Mehmet kendini yoklamış olur!..

Aksi halde taraftarın kalbi bu yükü kaldırmaz aga!

Bizden söylemesi…