Geçtiğimiz cumartesi günü, Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde anlamlı bir tören yapıldı.

Buramburam vefa kokan bu çorbada, bir tutam tuzumun olması, kendi adıma gurur vesilesidir,

Rektör Ömer Çomaklı, Erzurum’a ve Erzurum’un değerlerine sıkı sıkıyla bağlı bir akademisyen bir yönetici…

Bugüne kadar Atatürk Üniversitesi’nde rektörlük yapmış kim varsa, her birinin ismini bir yerlere verdi.

Maziye saygı, geleceğe mesaj…

Cumartesi günü üniversitede merhum Raci Alkır namı diğer Türkü Paşa için bir araya geldik.

Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki önemli bir dersliğe Raci Alkır adı verildi.

Rektör Çomaklı’nın önerisi, üniversite senatosunun kararıyla, bu güzel esere imza atıldı.

Rahmetli Raci Alkır, hürmet gösterdiğim bir büyüğümdü.

Hayattayken çok kez bir araya geldik, hakkında onlarca haber yapıp yazılar yazdım.

Oğlu kıymetli dostum Vahit’i ve muhterem aile fertlerini tanımadan evvel Raci ağabeyiyle hukukum oldu.

Vefatının 11. yılıydı, cumartesi günü…

Hal böyleyken Atatürk Üniversitesi de istedi ki o günde, Türkü Paşa’nın adı anlamlı bir yerde hafızalara kazınsın.

Sanatın icra olunduğu ve eğitiminin verildiği o binada, dev bir isim aynı çatı altında kendine yer edindi.

Raci Alkır, gazel demek…

Raci Alkır, müstezat demek…

Raci Alkırtadyan demek…

Raci Alkır uzun hava demek…

Hasılı…

Raci Alkır, müzik demek, Erzurum demek…

Güzel Sanatlar Fakültesi’nin kıymetli dekanı Yunus Berkli, mesai arkadaşları ve öğrencileriyle birlikte konuklara öyle sıcak ve samimi bir ev sahipliği yaptı ki, buradan şükranlarımı sunuyorum.

Ömer hoca konuştu, Vali Mustafa Çiftçi konuştu, Vahit Alkır konuştu, öğrenciler Türkü Paşa’dan eserler seslendirdi.

Sade, kaliteli ve anlamlı bir açılış oldu.

Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mehmet Akarsu oradaydı, Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar oradaydı, çok sayıda kıymetli akademisyen ve üniversite yöneticileri oradaydı, ERVAK Başkanı Erdal Güzel oradaydı, Milli Eğitim Müdürü Yakup Yıldız oradaydı, ERSANDER Başkanı Ümit Gergit ve yönetim kurulu üyeleri oradaydı, gazeteciler oradaydı ve tabii Merhum Alkır’ın kızları torunları oradaydı.

Ama Türkü Paşa’nın ölümsüz eserler kazandırdığı TRT’den yönetici yoktu!

Öyle ya, vefalı olmak her sinenin harcı değil.

Ömrünü sanata ve müziğe adamış, bu uğurda ardında yüzlerce birbirinden kıymetli eser bırakmış bir değerli insanın aziz hatırasına da böylesi bir tablo yakışırdı.

Raci Alkır Güzel Sanatlar Lisesi’nden sonra şimdi de aynı isim üniversitede yaşatılacak…

Bu vesileyle vefatının on birinci sene-i devriyesinde, muhterem büyüğümüz Türkü Paşa’ya Allahtan rahmet niyaz ediyoruz.

Vefa örneğini cömertçe sergileyen rektör Ömer Çomaklı'ya teşekkürlerimizi sunuyoruz.