Bazı insanlar vardır ki, yaptığı iş her ne olursa olsun hakkını vererek adam gibi yapar.

O insanların, beş parmağında beş ayrı hüner yoktur belki, ama asli işlerini öyle bir icra ederler ki “işte budur” dersiniz.

Başsavcı Ünal Bingül o insanlardan biridir.

Erzurum adliyesinde uzun yıllar hakim ve savcı olarak görev yaptıktan sonra, İstinaf Mahkemesi Başsavcılığı’na getirildi.

Bu tarihten kısa bir müddet sonra da FETÖ belası patlak verdi.

Önce yargı darbe girişimi ardından da malumunuz olduğu üzere 15 Temmuz kanlı kalkışma…

Her iki ihanetin de ülkeye ve devlete maliyeti çok ağır oldu.

FETÖ ile mücadelenin ilk zamanlarında bu ülkede bugün kahraman gibi dolaşan nice kimselerin kaçak güreştiklerini biliyoruz.

Fakat bir de Ünal Bingül gibi hakiki yurtseverler ve hakiki hukuk insanları vardı.

Onlar ne kimseden “aferin” almak için ne de başkalarına olan öfkeleri yüzünden çarpışmadı.

Onlar, hukukun üstünlüğü, devletin bekası, milletin güvenliği ve adaletin yerini bulması adına adeta yalın kılıç çarpıştılar.

Biz yüzlerce defa şahit olduk ki, kıymetli hemşerimiz Erzurum İstinaf Mahkemesi Başsavcısı (artık Fethiye yeni başsavcısı) Ünal Bingül, başta FETÖ ile mücadele olmak üzere, pek çok alanda Erzurum’a hatırı sayılır katkıda bulunan bir isimdir.

Duruşu, engelli ikizlerine karşı gösterdiği şefkati, hukuka olan saygısı ve vakarı ile herkesin sevgisi ve saygısını kazandı.

Çok yakında Erzurum’a veda ediyor.

Vatanın her köşesi aziz olduğuna göre, Ünal Bingül’ün Fethiye’de de vereceği hizmet elbette çok kıymetli olacaktır.

Dün ziyaretine gitmiştim.

Eskilerden konuştuk, en çok da 15 Temmuz o meşum gece polisevinin terasında birlikte geçirdiğimiz uzun saatleri yeniden hatırladık; gah güldük, gah gözlerimiz nemlendi.

Birileri gece yarısından sonra hatta sabaha doğru polisevinin balkonuna gelmeye başladığında halbuki şairin dediği gibi “tam inanmış dört adam” oradaydık ve ne olacaksa olsun diyerek, hainlere karşı direniş bayrağını açmıştık.

İşte Ünal Bingül o “tam inanmış” adamlardan biriydi.

İyi bir yargı insanı sevgi dolu bir baba, hakiki bir Erzurumlu ve demokrasiye yürekten inanmış bir aydın…

Öyle günlerden geçiyoruz ki, artık tüm bu vasıfları aynı isimde toplayan insan sayısı çok az…

İyi insanlar iyi atlara binip gittiler” diyor ya şair…

Çok doğru…

İşte o iyi insanlardan biri daha dağları sisli Erzurum’a veda ediyor.

Değil mi ki ölmek için doğduk, değil mi ki günü geldiğinde de gitmek için gelmiştik.

Yolun açık olsun Cumhuriyet’in en hakiki başsavcılarından olan Ünal Bingül…

Sen bu şehirde ve bu ülkede hayırla hatırlanacak bir iz bıraktın…