Malumun ilamı gibiydi.

Her alanda, her anlamda doğrusu moralimiz sıfırdı.

Kessen kan çıkmaz haldeydik.

Her birimizin üzerinde bir ölü toprağı vardı.

Birbirimize tripler atıyor, canımız burnumuzda yaşıyor, adeta burnumuzdan soluyorduk.

Diken üstündeydik, kim ‘hoş’ dese ‘çor’ geliyordu.

Hangi ara bu kadar her şeyden bıkkın hale getirilmiştik, anlamıyordum.

Sanırım işte böylesi bir dönemde gelen BB Erzurumspor’un şampiyonluğu her birimize ilaç oldu.

Maç sonrası o sağnak yağmura rağmen Erzurum’un sokağa taşması, sabahlaması, moral bulmamız, yüzümüzün gülmesi o süper lige çıkılması kadar anlamlı olmuştur.

O açıdan bu çorbada tuzu olan herkese peşinen bir teşekkür edelim de, önce bir üzerimizden o yük kalksın!

***

Yaklaşık 20 yıl sonra Erzurum’a süper lig mutluluğunun yaşatılması inanılmaz güzel bir mutluluk.

Süper ligin kapısını açtık, ‘yine ben!’ dedik.

Bu defa öyle bir geldik ki, daha gideceğimiz de yok!

Gitmeyelim de zaten!

Doğrusu sezon başına döndüğümüzde bugünkü başarı biraz da tesadüf olarak görülse de bu şampiyonluk büyük anlamlar taşımaktadır.

Bugünden itibaren gelen bu başarıyı sadece birisine, birilerine bağlamak haksızlık olur.

Sadece kaleci Hakan’ı bu başarının mimarı yaparsak öbür Hakan’a haksızlık etmiş oluruz.

Sadece Erhan’ı pay sahibi gösterirsek Burhan’ı, Gökhan’ı, Taylan’ı filan es geçmiş oluruz, günaha gireriz.

Hele oyuncuları saydığımızda teknik direktörü, yardımcılarını, Zafer Demir’i, Adem Çağlayan’ı filan unutursak taş oluruz!

Tesislerde şampiyonluğa inanan ve o inancını hergün taraftarına aşılayan o oyuncu ve teknik kadro gurubu başta olmak üzere masöründen, malzemecisine kadar herkes birer günün kazananı ve kahramanıdır.

..Ve o kahramanlarla ne kadar övünsek azdır, azdır, azdır..

***

O açıdan bir kere daha ben derim ki,

Kıymetini iyi bilelim.

Bu şampiyonluk sadece şampiyonluk değildir!

***