Malumlarınız olduğu üzere kısa bir süre önce şehrimizde Ekmeğe zam geldi. 75 kuruştan satılan ekmek 90 kuruş oldu. Temel besin maddesi olan Ekmek ilimizde 120 tane fırında üretiliyor. Günlük olarak da 400 bin ekmek pişiriliyor.
Buraya kadar sorun yok, aslında var da ben işin farklı bir boyutunu sizlere anlatacağım. Şehrimiz gelişmişlik sıralamasında iyi bir yerlerde değil. En azından ilk onlarda, yirmilerde değil. Fakat çöpe atılan ekmek konusunda görüntüye bakılırsa, ilk sıralarda. Şehirde günlük olarak 50 bin civarında ekmek çöplere atılıyor. Mutlaka görmüşsünüzdür bazı insanlar, çöpleri karıştırır, işte onlar bu ekmekleri toplayan kişilermiş.
Dünya’nın farklı yerlerinde insanlar bir lokma ekmek bulamadığı için hayatlarınıkaybediyor. Sosyal paylaşım sitelerinden bu resimleri çoğu zaman görüyoruz, içimiz acıyor. Ama elimizdeki ekmeğimizi ne yazık ki, çöp kutularına atmaktan hiç imtina etmiyoruz. İlla ekmeğimize sahip çıkmak için ekmeğin elimizden çıkması mı gerekiyor? Çöp kutularımız ekmek dolu. Üstelik varoş diye adlandırdığımız mahallelerde çöpteki ekmek sayımız çok daha fazla.
Belki başka kentler için bu durum normal olabilir ama Erzurum gibi manevi değerleri yüksek bir kentte, bu görntüler dadaşlara hiç yakışmıyor. Sırf Mekke’yle aynı anda secdeye varmak için ezanlarının ardından sala verilen Erzurum’un çöp kutularında ekmek olması yakışmıyor. Ramazan ayına, Kandil gecelerine, Cuma akşamlarına hürmetinden dolayı, meyhaneleri bile kapanan Dadaşlara yakışmıyor.Ekmeği çöpe atmaktansa, evlerimize aldığımız ekmek sayısını birer tane azaltalım. Böylece hem ekmek zammına karşı bir tepki oluşur, hem de çöp kutularımız sadece çöplerden oluşur.
Eğer bizler, ekmeğimize sahip çıkmazsak, gün gelir devran döner bir lokma ekmeğe muhtaç kalırız. O zaman da ağlamak için, çok geç olur.