Antalya ile Erzurum iklimsel olarak birbirine zıt iki şehir. Ancak sahip olduğu özellikler bakımından birbirinin kopyası iki kent.
Antalya, her geçen gün yıldızlaşırken, Erzurum maalesef yerinde sayıyor. Nasıl mı, anlatayım?
Antalya kum, deniz, güneşiyle, binlerce yıllık geçmişi ve açık hava müzesi özelliğiyle yaz turizminin merkezi. Sıcak ikliminden dolayı spor kulüplerinin kış kampları için en uygun yer. Antalya’da kamp merkezi var. Yine iklimsel özelliklerinden dolayı ülkemizdeki sera üretiminin yüzde 42’si Antalya’da yapılıyor. Antalya’da yüzlerce dönüm sera var.
Erzurum kar, kış ve kayağıyla ülkemizin en iyi, dünyada da ilk beş arasında gösterilen bir kış turizm merkezi. Binlerce yıllık geçmişiyle bir kültür ve tarih şehri. Yüksek rakımından dolayı Erzurum, spor kulüplerinin yaz kampları için en ideal yer. Erzurum’da yüksek irtifa kamp merkezi var. Erzurum’da 13 dönüm termal sera var. ‘Türkiye’nin en lezzetli domatesi’ üretiliyor.
Aynı ülkeye ait birbirinin zıddı iki şehir. Birisinde tüm kaynaklar kullanılarak göç alan yıldız şehir Antalya, diğerinde kaynakları kullanılmadığı için göç veren geri kalmış bir Erzurum var… Horasan, Pasinler, Köprüköy, Ilıca ilçelerinde termal sular var. Birkaç yıl önce Ilıca’da 13 dönüm üzerine yapılan termal seralarda görüldü ki, soğuk Erzurum’da da yıl boyunca defalarca ürün alınabiliyor. Madem Tarım kredi marketlerinde Aziziye’nin salkım domatesi, kapış kapış ediliyor, tadına doyulmuyor, neden Pasinler’de Horasan’da, Köprüköy’de, Ilıca’da çok daha büyük seralar yapılıp, katma değer sağlanmıyor?
Yine geçtiğimiz yıl Erzurum ovasında sondaj çalışmaları yapıldı. Çok yüksek debi ve sıcaklıkta termal su bulundu. Neden termal seracılık için bu su, 900 kilometrekarelik Erzurum ovasında kullanılmaz ki? Neden çoğu kullanılmayan Erzurum ovası, seracılık bölgesi yapılmaz ki? Neden bu topraklarda yıl boyunca üretim yapılmaz ki? Neden yediğimizin içtiğimizin Antalya’dan gelmesi beklenir ki? Hepsinden önemlisi sıcak su akarken neden Erzurum bakar ki?
Bu arada yakın komşumuz Erzincan’da ‘Toplu sera bölgesi’ hayata geçirilmiş. 400 kişiye istihdam sağlanırken, seraların şehre katkısı 350 milyon. Sera büyüklüğü 890 dönüme çıkarılırken, hedefte bin dönüme ulaşmak varmış. Antalya’yı yönetenler aklını kullanıp şehirlerini ileri taşırken, Erzurum’u yönetenlerin nimeti teperek, geriye gitmesi akılsızlık ve günah değilse peki nedir?
Sonuç; Antalya dünya kenti, Erzincan sera şehri, Erzurum ise uzak şehir...!