Türkiye, kapkaranlık bir haftayı geride bıraktı. Soma’da yaşanan maden faciası ve kor ateşlerin düştüğü tam 301 ocak kaldı geriye.
Cenaze törenleriydi, yası ve kederiydi; facianın birinci ayı, dördüncü ve beşinci ayı derken, felaketin yıldönümüne ulaşacağız sonra.
Bu işin tartışmaları olacak bir de!
Kusurdu, ihmaldi ve kazaydı; araştırma, soruşturma ve incelemeydi; davaydı, duruşmaydı ve mahkemeydi derken, her ayrıntıda canımız biraz daha yanacak ve kim bilir, yaralarımızı defalarca kanatıp duracağız belki de.
Sonra?
Evet, sonra günler ayları, aylar yılları kovalayacak; hülasa her acı gibi, Soma faciası da unutulup gidecek en sonunda.
Misal, Zonguldak’ın Kozlu ilçesindeki kömür madenleri! 1992 yılındaki grizu patlaması nedeniyle tam 263 maden işçisine mezar olmuş.
Sahi, hangimiz hatırlıyoruz?
Hiçbirimiz, değil mi?
Hayatını kaybeden maden işçilerinin aileleri, eşleri, dostları ve yakınları dışındaki hiçbirimiz.
Çünkü neden?
Neden olacak, ateş düştüğü yeri yakıyor da, ondan. Yani, ateş, madencinin ekmek bekleyen yavrusunu yakıyor ya da yolunu gözleyen eşini. Babasının, dedesinin veyahut kardeşinin yüreğini dağlıyor.
Gerisi mi?
Gerisi laf-ü güzaf, o kadar.
İNSANLIK AŞKINA!
ERZURUM AŞKINA!
DADAŞLIK AŞKINA!
Ne diyoruz, biliyor musunuz?
Gelin, biz de yanalım bu ateşte!
Belki ateşin düştüğü yer değiliz, tamam ama gelin biz de bu ateşe su serperek yakalım kendimizi!
Öyle ya!
Sosyal medyada madencilerin ‘asgari’ ücretle çalıştıklarını ve aylık 900 lira için ölüme gittiklerini anlatan görselleri paylaşmıyor muyduk ha bire?
İşte fırsat hepimize!
Madem öyle, gelin madencilerimizin geride bıraktıklarına gösterelim ‘azami’ insanlık düzeyimizi!
Allah devlete zeval vermesin, kuşkusuz yapacaktır gereken her bir şeyi, ama gelin seferber olalım bizler de.
Gönlümüzden ne kopuyorsa.
Aklımızdan ne geçiyorsa, ikilemeyelim hiç.
Her elden, tez elden yardım ulaştıralım Soma’ya! Gözü yaşlı eşlere mendil, daha doğmamış bebelere patik olalım! Yetim kalan yavrulara, sırtlarını verecekleri dağ; gelin, evladını toprağa vermiş babalar için sabır taşı olalım hep birlikte!
Gelin!
Soma’daki facianın yüreklere düşürdüğü yangını hep birlikte söndürelim!
Gelin!
“Ölüm, onlara müstahaktı” diyen ‘soysuz’lara, asıl kendilerine müstahak olan muameleyi hep birlikte gösterelim!
Gelin!
Yanalım bizler de!
Kardeşin kardeşe nasıl yandığını ve ateşin düştüğü yerin sadece Soma’daki ocaklar değil, Anadolu’nun dört bir yanı olduğunu cümle âleme gösterelim!
İnsanlık aşkına!
Erzurum aşkına!
Dadaşlık aşkına, gelin!
GÜRSU BELEDİYE BAŞKANI
NE DE GÜZEL DÜŞÜNMÜŞ
İşitmişsinizdir.
Valilik ilk adımı attı ve Soma için yardım kampanyası başlattı Erzurum’da. Çeşitli bankalarda açılan hesaplarda toplanacak paralar, maden faciasına kurban verdiğimiz işçi kardeşlerimizin ailelerine yardım olarak yağacak.
Gidenler geri gelmeyecek belki ama bu yardım sağanağında ıslanan her bir şehit madenci ailesi; “İyi ki, milletimiz var, iyi ki, Türkiye’miz var, iyi ki, Erzurum’umuz var ve iyi ki, Dadaşlar var!” diyerek teselli olacak, güç bulacak, metanet gösterecek.
Yetmez mi?
Vallahi de yeter, Billahi de yeter, Tallahi de yeter!
Bu arada!
Erzurum Valiliği ilk adımı attı dedik demesine ya, belediyelerimizden henüz daha bir ses çıkmış değil bu konuda. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen olmak üzere, Yakutiye, Palandöken ve Aziziye belediye başkanlarımız bu konuda ne düşünüyorlar bilmiyoruz, fakat onların da bu seferberliğe dâhil olacaklarına yürekten inanıyoruz.
Misal, Bursa’nın Gürsu İlçe Belediye Başkanı Cüneyt Yıldız.
Soma’daki madenci yakınlarına yardım için nasıl bir yol izlemiş, biliyor musunuz?
Belediye başkanı seçilmiş olması dolayısıyla kendisini tebrik ve kutlama amaçlı olarak gönderilen tüm çiçekleri açık artırma usulüyle satışa çıkarma kararı almış.
Evet, evet!
Doğru okudunuz!
Makam odasını tıka-basa dolduran ve hatta belediye binasının koridorlarına taşan o çiçekleri açık artıma usulüyle tek tek satacak ve elde edilen geliri ise, Soma’da yaşamını kaybeden madencilerin ailelerine ulaştıracakmış Sayın Başkan.
Budur işte!
Yanmak budur, kardeşlik budur, öncülük ve hatta başkanlık budur.
Daha ne diyebiliriz ki?
Helal olsun, Gürsu Belediye Başkanı Sayın Cüneyt Yıldız’a!
Bir de derler ki; “bir çiçekle bahar gelmez” diye.
Hâlbuki bir çiçekle değil baharı, Soma için yazı bile çoktan getirmiş Sayın Başkan.
Helal olsun.
Sadece ve sadece helal olsun!