Hepimizin hafızasında yer eden bayram olgusununda;, küslerin barışması, kabir, akraba ve dost ziyaretleri var. İnsanların kucaklaşması, barış içinde yaşaması için bir vesiledir bayramlar. Bu niyetlerle girilir bayrama. Sosyal hayat hareketlenir, coşku doruğa çıkar.
Ama bugün İslam dünyasının durumuna bakınca, insanda coşku oluşmuyor. Ortadoğu tam anlamıyla kaynayan kazan haline gelmiş. Çatışmalar, kan ve gözyaşı kaplamış her yanı. Afganistan’dan Tunus’a kadar koca bir coğrafya kaos içinde. Çocuk, kadın demeden her gün onlarca insan katlediliyor. Fünyeli ve canlı bombalar patlıyor, oluk gibi kan akıyor nerdeyse.
İşin ilginç yanı, ‘Masum bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir’ ayeti kerimesiyle, insan hayatının önemi ve kutsiyetini vurgulayan bir dinin mensupları yapıyor bütün bunları. Beyinleri yıkanan meczuplar,’Allahu Ekber’ diyerek ölüm yağdırıyor kardeşlerine.
Bugün bayram ama yeterince coşku duyamıyoruz. Nasıl duyalım ki; şu sıralar Suriye’nin bir köşesinde kardeş kardeşi boğazlıyor. Afganistan’da bir mayının patlamasıyla çocuklar ölüyor , yaralanıyor.  Mısır kaos içinde. Kimse geleceğinin nasıl bir şekil alacağını kestiremiyor.
Ortadoğu’nun yer altı kaynaklarını sömürebilmek  için yaklaşık yüzeli yıldır plan  üstüne plan kuran emperyalistler, satranç tahtasında yeni durumlara karşı yeni stratejiler geliştiriyor. Her şey bizim kanımız, canımız üzerine kuruluyor.
Böyle bir ortamda bayram coşkusu yeterince duyulmuyor.
Sorumluluk sahibi her vicdan, Müslüman kanı akan böyle bir ortamda yeterince bayram sevincini hissetmiyor.
Uzun yıllar önce Amerikalı insan hakları savunucusu Martin Luther, “Bir dünya düşlüyorum….” sözleriyle  başladığı ünlü konuşmasında, ülkesindeki insanların barış içinde yaşayacağı müreffeh bir gelecek hayal ettiğini vurgulamıştı.
İslam Dünyasında yaşayan sorumluluk sahibi her aydının aynı düşünceyi taşıyıp, kendi ülkesindeki insanları bu yönde bilinçlendirmesi gerekiyor. İdrak ve feraset yetilerine sahip herkese sorumluluk düşüyor.
Bütün bunların bilinciyle bayramı bayram tadında kutlayabilmek ne kadar mümkün olursa biz de o kadar kutlayacağız. Hiç olmazsa çocuklarımızı sevindirip, onların bayramını bayram gibi kutlamalarına çalışacağız.
Bütün okuyucularıma acısız ağrısız bir bayram diliyorum.