Çüş yani!

Bu kadarına da tek kelimeyle çüş!

Yanmayan kefen… Kabir azabına karşı koruyan esans ve korona muskası derken, dün yeni bir soytarılığa daha şahit olduk…

“Canlı yayında istihare…”

Hadi buyurun, buradan yakın!

Evden, işten ya da cepten arıyorsunuz, adamlar sizin yerinize istihareye yatıyor ve yapacağınız işin hayırla mı yoksa şerle mi sonuçlanacağını haber veriyor…

Ve inanır mısınız, arayanın da haddi var hesabı yok!

“…Falancayla evlenmeli miyim?”

“…Filanca işe girmeli miyim?”

“…Şu evi satın almalı mıyım?” gibi daha neler var, neler!

Şaka gibi, öyle değil mi?

Ama ne yazık ki gerçek bunlar!

Yani din tüccarlığının çok çeşidini gördük ama böylesi bir soytarılığa ilk kez şahit olduk…

Ne günlere kalmışız, görüyor musunuz?

Ne hallere düşmüşüz, haberimiz yok!

*

Adam telefonla yayına bağlanıyor, tamı tamına 62 yaşında…

Diyor ki:

“İkinci evliliğimi yapacağım ama hayırlı olacak mı, size zahmet bir baksanız!”

Ne zahmeti efendim, bakalım hemen ve hooooop baktık…

Sakın evlenmeyin, sonunuz kötü gibi duruyor!

Bak, bak, bak!

“Bey amca sen bizi aradığına göre Allah zaten izansızlıkla senin belanı vermiş; bizimkine de Alah kerimdir” demiyor da, “sakın evlenme, sonunuz kötü” diyor hoca kılıklı soytarı!

Ondan sonra da kalkıp “Allah, bizim başımızdan musibeti niye eksik etmiyor?” diye sızlanıp duruyoruz…

Alın işte size bir sebep daha!

Bu nedir, biliyor musunuz?

Allah’ın dinine sarılmamaktır, onu öğrenmemektir… Seni Allah’la aldatanlara teslim olman ve imanını da, inancını da son tahlilde zayi etmen demektir…

*

Bitmedi…

Haber bültenlerinde denk geldi; okumuş ve ilim tahsil etmiş bir fizik profesörü ne yapmış, biliyor musunuz?

“Sende büyü var” diyen bir şarlatana tam 100 bin lirasını kaptırmış!

Ot göndermiş buna, muskalar etmiş, kargoyla dualar yollamış falan… Bu da kendisine gelen her paket karşılığında paradır ki göndermiş o din tüccarına!

Sonra…

Sonra dolandırıldığını anlamış…

Allah’tır işte…

Sen Allah’ı bırakır da, çareyi başka bir kapıda, hele ki şarlatanların kucağında ararsan eğer, işte böyle paran da gider, canın da…

Bakın, ne de güzel söylemiş Cemil Meriç:

"Aydınların aydınlatamadığı halkı, en sonunda soytarılar aldatır"