Erzurum’daki yerel yönetimlerin en büyük sıkıntılarının başında kuşkusuz karla mücadele çalışmaları gelir...

Öyle ki, karla mücadele çalışmalarına her yıl milyonlarca liralık ödenek ayrılır ve deyim yerindeyse bu paralar karla birlikte havaya savrulur gider...

Dolayısıyla batıdaki belediyelere nazaran Erzurum ve doğudaki belediyeler dezavantajlı, daha doğrusu şanssız durumdadır...

Misal, İzmir’de bir belediye Ocak ya da Şubat aylarında yollardan sadece dökülen limon çiçeklerini toplarken, Erzurum’daki belediyelerse tonlarca karı araçlarla şehir dışına taşımak durumundadır...

Tamam, coğrafya kaderdir belki ama hem akıl ve hem de mantık şartları eşitlemeyi emreder...

Şöyle ki;

Erzurum’daki belediyelerin karla mücadele çalışmaları ne zaman başlıyorsa, bu belediyeler o andan itibaren afet kapsamına alınmalı ve ödeneklerinde hiç olmazsa kış mevsimine has artışlar yapılmalıdır...

Bu şarttır, olmazsa olmazdır...

İlaveten bu beklentiyi hiç kimse ulufe olarak da görmemelidir!

Bu ayrıcalık Erzurum’un ve bu bölgenin hakkıdır, devletten bir alacağıdır...

Kaldı ki, belli başlı bölgeler ya da şehirlere dezavantajlı durumlarından dolayı pozitif ayrıcalık sağlamak, devletin asli görevlerinden de biridir...

O halde çok şey istemiyoruz Erzurum adına...

Sadece ve sadece Erzurum’un hakkını ve dahi alacağını istiyoruz...

Çok şey mi istiyoruz?