Yazımızın ilk bölümünde eğitimci-yazar Abdurrahman Zeynal’ın “İl Özel İdaresi Yayınları” arasında çıkan “Selçukludan Günümüze Erzurum Eğitim Kurumları Tarihi”yle ilgili değerlendirmemiz ve bazı tespitlerimizi maddeler halinde vermiştik. Bugünkü yazımızda tespitlerimize devam ediyoruz.
7-Sanat Enstitüsü ve Makine Teknisyen Okulu’nun tarihini iki paragrafta 2010 yılına kadar anlatırken bu okulun adının önce Endüstri Meslek Lisesi, 1989’da (Erzurum Fen Lisesi, Kongre Binası’nda açılırken Atatürk Endüstri Meslek Lisesi ile Erzurum Endüstri Meslek Lisesi birleştiği için) Atatürk Endüstri Meslek Lisesi adını aldığı bilgisi neden yok?Kitapta yazılana göre bu okulun ismi hâlâ “Sanat Enstitüsü ve Makine Teknisyen Okulu”.

8- Sayfa 141’deki “Erzurum’da Faaliyet Gösteren Diğer Liseler” bölümünde Erzurum’da ilçeler dâhil 26 okula yer verilmiş. Hâlbuki sadece merkez ilçeler olan Aziziye, Palandöken ve Yakutiye‘de toplam 34 lise var. İlçelerdeki liselerden bile bahsedilmesine rağmen Erzurum’da Final Fen Lisesi, Final Anadolu Lisesi, Erzurum Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Erzurum Spor Lisesi ne yazık ki yazarın gözünde(!) bu listeye girmeyi başaramamıştır.

9- Yazar adı geçen listede maalesef ilçelerdeki bazı okulları yazmış, Oltu Anadolu Öğretmen, Oltu Anadolu, Aşkale Anadolu, Şenkaya Anadolu, Hınıs Anadolu Lisesi gibi başarılı birçok liseye yer vermemiştir.

10- Kitap masa başında yazılsa bile eğitimin içindeki birisinin kolaylıkla bileceği bazı okulların, isimleri yanlış yazılmıştır. Sayfa 141’deki listede Zübeyde Hanım Kız Meslek Lisesi, Yenişehir Endüstri Meslek lisesi, Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi, Sağlık Koleji diye lise isimleri var. Günümüzde böyle okullar var mıdır? Zübeyde Hanım adında eskiden beri Erzurum’da bir anaokulu var. Yenişehir’de… Sanırım yazar, Zübeyde Hanım Anaokulu’nun karşısındaki Rıfkı Salim Burçak Kız Meslek Lisesi’nin adını, bu okulun adıyla karıştırmış. Kâzım Karabekir Endüstri Meslek Lisesi, ne zaman Yenişehir Meslek Lisesi oldu? Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi ayrı okul, Erzurum Spor Lisesi ayrı okul… Kolej kelimesi nereden çıktı? Okulun adı Sağlık Meslek Lisesi’dir.

11-Kitabın 142. sayfasında “İlköğretim Okulları” başlığı altındaki listede 38 okul yazılmış. Başlık eksik. Bu okullar Erzurum il sınırlarındaki okullar mı, Erzurum merkez ilçedeki okullar mı belli değil. Yarın bu kitabı kaynak olarak kullanmak isteyenlere bu kitabın katkısı mı, zararı mı olacak? Merkez ilçelerdeki ilköğretim okullarının toplamı; (Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sitesinde verilen bilgilere göre)Yakutiye 71, Palandöken 51, Aziziye 68 olmak üzere toplam 190’dır. Liste ne şehrin merkezini vermiş ne ilçelerin tamamını. Bu listenin ne olduğu belli değil. Bazı köy(sonradan mahalle olan) ilköğretim okullarına yer verilirken tam 152 ilköğretim okuluna yer verilmemiş. Listedeki kimi okulun yanında “ilkokul” kimisinde “ilköğretim okulu” yazıyor!

12-Ayrıca “İlköğretim Okulları” listesinde Özel Aziziye İÖO. ve Özel Güneş İÖO. varken Özel Aydın Doğan İÖO. ve Özel Final İÖO. listeye alınmamış. Yazar, kusura bakmasın; ama bu bir unutkanlık olamaz, bunun izahı yok.

13- Sayfa 160’daki çizelgede Erzurum’da Fen Lisesi sayısının bir (1) olduğu gösteriliyor. Yazarın kendisi kitabında zaten iki Fen Lisesi’nin adını veriyor: Erzurum İbrahim hakkı Fen Lisesi ile Özel Aziziye Fen Lisesi. Kaldı ki Özel Final Fen Lisesi ile birlikte Erzurum’daki Fen Lisesi sayısı şu an için 3’tür. Masa başında internetten bile ulaşılabilecek basit bilgiler değil mi, bunlar? Hem Özel Final Liselerinin genel müdürü Yılmaz Oğuzhan, fizik öğretmeni olan yazarın Erzurum İbrahim Hakkı Fen Lisesi’nde de müdürlüğünü yapmış bir eğitimcidir. Yazarın unutması mümkün mü?

14- Kitabın 163. sayfasında ildeki tüm okul ve öğrenci sayılarını gösteren liste neden 2009/2010 eğitim öğretim yılına ait? Bir ay önce basılan kitapta geçen senenin (2010-2011) istatistik bilgileri neden konmaz? Erzurum Milli Eğitim Müdürlüğü sitesinden güncel bilgileri almak çok mu zahmetli?

15-“Özel Okullar ve Dershaneler” bölümünde ilköğretim okulları listesinde yer vermediği Aydın Doğan İÖO.’na yer vererek aynı kitapta kendisiyle çelişmiş. Bu bölümde Özel İstiklâl Eğitim Kurumları’ndan bahsetmesine rağmen bu kurumların 2009-2010’da Final Eğitim Kurumları olarak değiştiğini yazmamış. Konuyu sadece bu kitaptan öğrenenler, Özel İstiklâl Eğitim Kurumları’nın halen şehirde hizmet verdiğini anlamaktadır.

16- “Özel Okullar ve Dershaneler” bölümünde şehrimizde açılan ilk dershanenin “1970’lerin başlangıcında Yunusoğulları İş Merkezi’nde açılan Güneş Dershanesi” olduğunu yazmaktadır. Hâlbuki Güneş Dershanesi 1979’da açıldığını herkes bilir. İlimizde 1970’lerin başında açılan ilk dershane Pelit Meydanı’nda hizmet vermiş olan Özgül Dershanesi’dir. Bu bölümde Erzurum’da Nil, Güneş, Doğu, Güven ve 2004’te kurulan Kültür Dershanesi’nden bahsedilmiş.

Rant tesislerinde hizmet veren kitapta yazıldığı gibi Nil Dershanesi değildi. Yakın tarihte orayı boşaltan Söz-Fen Dershanesi’ydi. Ama kitapta bundan bahsedilmemiş. 1989’da Çaykara İş Merkezi’nin 3.katında açılan Yakutiye Dershanesi’nden bahsedilmemiş. Cumhuriyet Caddesi’nde kümbetin karşısında Ateş Palas’ın yerinde 1980’lerin ortalarında Fen-Dil Dershanesi vardı, kitapta hiç bahsedilmemiş.

Kitapta eksik yer verilmiş konu hakkında biz yazarı ve okurları aydınlatalım:

1999’da iki şubeyle eğitime başlayan Final 2000 Dershaneleri’nden önce Erzurum’da uzun yıllar hizmet veren 5 dershane vardı: Nil, Güneş, Güven, Söz-Fen, Tema Dershaneleri… 6. dershane olarak hizmete başlayan Final 2000, bir yıl sonra Final Dergisi Dershaneleri bünyesine katıldı. 2001’den sonra; şehir merkezinde Hedef, Açı, Elit, Arşimet, OSEN, İstiklâl, Erzurum, Kültür, Fem, Sistem, Olimpiyat, Birey, Çağdaş Zafer, Çağdaş Zirve, Seviye, Sınav, Uğur Dershaneleri değişik sürelerde hizmet verdi. Bazıları hizmet vermeye devam ediyor. (Bakın bunları masa başında saydım, bir araştırma yapmadan, unuttuğum vardır belki.)

17-“Özel Okullar ve Dershaneler” bölümünde Erzurum’dan 10 bin öğrencinin dershanelerde üniversite sınavlarına hazırlandığı yazılmış. Doğrusu, 6.500 civarında öğrenci şehir merkezinde dershanelerde üniversite sınavlarına hazırlanmaktadır. Anlaşılan bu konuda yazar ne PALDER’e (Palandöken Dershaneler Birliği) ne “Milli Eğitim Müdürlüğü, Özel Öğretim Kurumları Şube Müdürlüğü”ne, ne de dershanecilere başvurmuş.

18- Kitabın 192. sayfasında “Erzurum’un Tanınmış Eğitimcileri” bölümündeki paragrafı aynen aktarıyorum: “Kimyacı Ziya Yavuz, Fizikçi Abdurrahman Zeynal, Edebiyatçı Mehmet öztürk, Sadi Kotan, İmam hatip Lisesi Müdürü Abdurrahman Teber, Eğitimci ve Müfettiş hakkı Mezararkalı, 25 yıllık Milli eğitim Müdürümüz Fevzi Budak, Kuvayi Milliyeci Cevat Dursunoğlu, Sırkı Dursunoğlu, Müfettiş Avni Aksakal, İngilizce öğretmeni Bedir Avcı eğitim ordusunun yılmaz neferlerinden bir bölümdür.”

Yazarın Erzurum eğitiminin yılmaz neferleri arasında kendisini de saymasını kenara koyarsak, Cumhuriyetin ilk öğretmenlerinden Sıtkı Dursunoğlu ve Cevat Dursunoğlu ile aynı paragrafta saydıkları isimler halen görevde olan veya yeni emekli olmuş isimler. Bu nasıl üslûp ve metod? Yazar, benim de her birini tanıdığım değerli eğitimcileri, diğer eğitimcilerden ve müfettişlerden nasıl, hangi kritere göre ayırdı, öne çıkardı, merak ediyorum.

Kitapta, yaşayan isimlere yer verdiğinizde, kitapta ismini anmadığınız binlerce meslektaşınıza bunu nasıl izah edeceksiniz? O zaman akla şu soru geliyor:

Bu kitap “Erzurum Eğitim Kurumları Tarihi” mi, yazarın eğitim tarihi mi?

Kitabın beğendiğim hiçbir yanı yok mu? Var, elbette… Kitabın kapağı.

Bir kitap şeklindeki Çifte Minareli Medrese çalışması oldukça orijinal ve güzel bir çalışma. Öğrendiğime göre ARKES’ten Orhan Ardahanlı tasarlamış. Kendisini tebrik ediyorum.

Not: Bu eleştiri yazısını yazıp yazmamayı çok düşündüm. Ancak bir eğitimci ve yazar sorumluluğuyla gelecek kuşakları dahi yanıltacak yanlış ve eksik bilgilerin bulunduğu kitabın eleştirisini yapmayı topluma ve şehrime karşı bir sorumluluk olarak kabul ettim. 


Nasıl ki bu kitap şu an piyasada, eleştirisi de piyasada olmalı. Aksi halde bu eleştirileri sadece değerli ağabeyim eğitimci-yazar Abdurrahman Zeynal ile paylaşsaydım, kitabı okuyanların birçoğu kitaptaki yanlış ve eksik bilgileri doğru sanmaya devam edeceklerdi, bir eğitimci-yazar olarak kendimi kamuoyuna ve gelecek nesillere karşı mesul hissedecektim. Eğer kitap, yayımlanmadan önce önümüze konsaydı, eleştirilerimi ve tespitlerimi elbette sadece yazarla ve yayıncıyla paylaşırdım. Umarım bu yazı da, adı geçen kitap gibi gelecek nesillere bir belge olarak kalır.0
 

Eleştiriye alışık olmayan bir toplumda yaşadığımızı biliyorum. Söylemeyip söylenen… Eğer eleştirilerimi yazarken sürç-i lisân ettiysem başta yazardan olmak üzere herkesten özür dilerim. Dost acı söyleyendir…