Şükür olsun…

Şükür kere şükür olsun hem de…

Tedbirlere sıkı sıkıya sarılınca, herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirince, sonuç da işte böyle oluyor elbette…

Mevzu şu:

Erzurum’da günlük vaka sayısı bundan iki hafta öncesine kadar 400’ün üzerindeydi malum…

Ve şimdi sıkı durun!

Erzurum’da bu tırmanış süreci o kadar güzel yönetildi ve o kadar hızlı kontrol altına alındı ki; bu sayı nihayet 150 bandına kadar geriledi…

Evet, evet!

Yanlış okumadınız!

Hatta bazı günler oluyor ki, sayı 130’lara kadar düşüyor…

Göreceksiniz, bu rakamlar daha da düşecek ve git gide daha da azalacak pozitif vakalar…

Aslına bakarsanız bunları hiç yaşamaya gerek bile yoktu!

Ve fakat rahat durmadık işte…

Kendimizi öyle bir gevşettik, öyle bir gevşettik ki; sanırsınız Kovid’in ilacını biz bulduk…

Maskeyi attık, mesafeyi unuttuk; düğünlerde halay çektik, caddede etkinlik yaptık, şampiyonluk kutladık, kahvelerde, lokantalarda, kafelerde iç içe ve ağız ağıza oturduk resmen… Tatile gittik, plajlarda yuvarlandık, seyahat ettik, gezdik-tozduk ve derken Kovi’in tam da kucağına düştük…

Ne bekliyorduk?

Virüsün etkisini kaybetmiş olacağını mı yoksa?

Hah!

Biz de işte tam burada yanıldık…

Şimdi!

Müjdeyi verdik vermesine ya; bu tehlikenin geçtiği anlamına gelmesin sakın!..

Risk devam ediyor…

Hele hava sıcaklıklarının düşüşe geçtiği şu günlerde virüs giderek direnç kazanıyor ki; işimiz çok daha zor bir hale geliyor…

O yüzden…

Çok daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor şu sıralar…

Grip olmamaya…

Ve soğuk almamaya azami düzeyde karşı koymamız gerekiyor… Maskeyi, mesafeyi ve temizliği hiç hesaba katmıyoruz bile…

Onlar ki; bu saatten sonra artık “olmazsa olmazdır” bizler için…

Öyleyse ne yapıyoruz şimdi?

Çok basit!

Mücadeleye devam ediyoruz…

Unutmayalım ki!

Virüs bizimle temas etmiyor; tam tersine virüsle biz temas ediyoruz…

Dolayısıyla ya teması keseceğiz ya da sesimizi!