Malumunuz, önceki gün Cumhuriyet Caddesi’nde nokta nöbetine durmuş ve Cumhuriyet Caddesi’ndeki araç trafiğinin, kabataslak da olsa, şöyle bir röntgenini çekivermiştik.
Tabi, gündemimizde bu mevzu olunca, haliyle kıymete değer bulduğumuz bir-iki hususu ıskalamak durumunda kalmıştık…
Birincisi, Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhan’ın pratik anlamda da ortaya koyduğu ‘katılımcı yönetim’ anlayışı; ikincisi ise, bu yılsonunda ihalesine çıkılacağını öğrendiğimiz Erzurum’un Altyapı Projesi.
Hadi başlayalım bakalım!
Aziziye Belediye Başkanı Muhammet Cevdet Orhan’ın, genç yaşına rağmen sahip olduğu devlet terbiyesi ve yöneticilik hassasiyetine dair niteliklerinden, hatırlayacak olursanız daha önce de bahsetmiştik…
Ve önceki gün yaptığı bir başka hamleyle aslında bu tespitlerimizde ne kadar da haklı olduğumuzu yeniden ortaya koymuş oldu. Başkan Orhan.
Bilirsiniz.  
Yerel yönetimler mevzuunda başından beri hep şunu salık veriyoruz ve diyoruz ki;
Belediye başkanları, mesul oldukları çevrenin önceliklerini çok iyi bilmeli. Vatandaş ne ister ve ne diler, bir belediye başkanı bunlara vakıf olmalı. Bunun için de, halka iç içe olmalı ve onlara kesinlikle kulak vermeli. Ve yol haritasını çizerken de, halkın önceliklerini en ön planda tutmalı” diye.
Bu nedir, biliyor musunuz?
Vatandaşı dikkate almaktır; ona itibar etmek ve onun derdini kendine dert edinmekle eşdeğer bir durumdur. Tabi böyle bir hal üzere çalışan değil bir belediye başkanı, her kim olursa olsun başarı kaçınılmaz olacak, ilaveten bir de gönüllere taht kuracaktır.
Tıpkı Aziziye Belediye Başkanı M. Cevdet Orhan gibi.
Ne yapmış Başkan, biliyor musunuz?
İlçenin dört bir yanına stantlar kurmuş ve hazırlattığı anket formlarıyla söz hakkını vatandaşına vermiş.
Misal, “İşe nereden başlayalım?” demiş.
Size göre Aziziye’nin en öncelikli sorunu nedir?” diye sormuş.
E, vatandaş durur mu?
Başlamış sıralamaya; yoldu, suydu, kanalizasyondu, parktı, çiçekti ve daha neler neler.
 
 
HALK ADAMLIĞI İŞTE BUDUR
Budur işte!
Bunun adı, durum tespitidir, hastalığın tanısı ve teşhis sürecidir. Siyaset bilimleri açısından bu yaklaşım her ne kadar ‘katılımcı yönetim’ başlığı altında tarif edilse de, bize göre aslında ‘halk adamlığı’ ile aynı kıvamdadır.
Şimdi.
Vatandaş tek tek sıraladı mı ilçenin sorunlarını?
Sıraladı…
Peki, bu sorunlar bir bir kayda geçirildi mi?
Geçirildi…
Sonra ne olacak, biliyor musunuz?
Olacağı şu:
Vatandaş ne diyorsa ve vatandaş neyi istiyorsa, o olacak. Yolsa yol, suysa su, kanalizasyonsa kanalizasyon.
Hal böyle olunca, yarın bir gün kalkıp da hiçbir Allah’ın kulu Başkan Orhan’a şunu diyemeyecek:
Başkan da bizi hiç dikkate almıyor” veyahut “İlçemizin şöyle bir sorunu var da, gören yok” diye.
Çünkü neden?
Başkan Orhan’ın gördüğü, aslında vatandaşın gördüğü; Başkan Orhan’ın konuştuğu ise, aslında vatandaşın konuştuğu olacak da, ondan.
Ne diyelim…
Hem kolay gelsin, hem de örnek olsun Erzurum’un diğer belediye başkanlarına.
Sahi, siz ne dersiniz bu konuda?  
Örnek olur mu acaba?
 
********************
 
ALTYAPI PROJEMİZ TAMAMLANMIŞ
Erzurum’daki altyapı sorununa dikkat çektiğimiz bir-iki günün ardından, merakla beklediğimiz o açıklama, ESKİ Genel Müdürü Remzi Ertek’ten geldi.
Geçmişte İnşaat Mühendisleri Odası’nda Erzurum Şube Başkanlığı ve ardından Eskişehir’de Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü görevini yürüten Remzi Ertek, uzunca bir süredir de, ESKİ’nin Genel Müdürlüğü’nü yapıyor.
Her neyse.  
Erzurum’da altyapı sıkıntısından bahisle Avrupa Birliği (AB) destekli bir projeden bahsetti Genel Müdür Ertek.
Özetle dedi ki;
- Yüzdük, yüzdük ve sonunda kuyruğuna geldik…
Yani?
Yanisi şu:
Erzurum’un altyapısı, içme suyu şebekesi de dahil olmak üzere baştan aşağı yenilenecek. Bu yılın sonuna doğru ihalesine çıkılacak olunan proje için önümüzdeki yıl ilk kazma vurulacak ve 30 ay sonra Erzurum’un artık altyapı diye bir sorunu kalmayacak.
Dile kolay!
Tam 700 küsur kilometre uzunluğunda bir altyapı sistemi bu. İlaveten bu sistem, yine önümüzdeki yıllarda inşaatı tamamlanacak olan Atık Su Arıtma Tesisi ile birlikte devreye alınacak.
Hal böyle iken, Erzurum’un artık ne içme suyu problemi, ne de köprülü kavşaklarda “suda adam boğmaca” diye bir derdi kalmayacak.
Sevinmedik değil hani!
Düşünebiliyor musunuz?
Bu projeden sonra “büyükşehir” sıfatını artık gönül rahatlığıyla kullanabileceğiz Erzurum için.
Tabi, gönlümüze sorarsanız, onun derdi bambaşka…
O da diyor ki;
- Ne olurdu sanki bu sorunlar yıllar öncesinden çözülmüş olsaydı!
- Ne olurdu sanki Erzurum’un onlarca yılı çalınmamış olsaydı!  
Biz de diyoruz ki gönlümüze:
- Sabret be gönül!
- Yerin altını unutup, üstü için çalışanlar er ya da geç girmeyecekler mi o çukura?
- Öyle ya da böyle vermeyecekler mi bu şehre ettikleri zulmün hesabını?
Evet, verecekler.
Hem de öyle bir verecekler ki; aldıkları ‘ah’lar yüzünden inim inim inleyecekler bir de.
Ey İlahi Adalet!
Sen ne büyüksün.