Milletimizin gönlünde taht kuran şanlı Dadaş Paşamız, emekli Korgeneral Zekai Aksakallı'nın adı, doğup büyüdüğü şehrin güzel bir caddesinde yaşatılacak. Dün o güzel caddenin açılışında bulunduk; şehrin vefasıyla övündük, şanlı paşamızın milletin varlığına vakfettiği varlığıyla iftihar hislerimizi tazeledik.

Kadirşinas hemşehrilerimizin samimi hissiyatına tercüman olan bu kararı işittiğimde, "Bağrından yetişen evlatlarına hak ettiği kıymeti veren şehirlerin, büyük insan hazinesi hiç eksilmez. Vefasız kentler ise zirve şahsiyet fukarası olmaya mahkumdur." diye düşünmüştüm.

Caddenin açılış töreninde konuşan Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen'in bir gerçeği veciz şekilde ifade ettiği şu sözlerinin altını çizdim: "Erzurum’un yiğit evladı Zekai Paşa, darbe teşebbüsünün seyrini değiştiren komutandır. Rabbim, aziz vatanımız için çarpışan tüm kahramanlarımızın ayağını taşa değdirmesin. Bizler de ‘Vefa dinimizin temelidir’ diyerek Zekai Paşa’mızın adını bu cadde ile yaşatma kararı aldık."

Değerli bir toplumsal vefa örneği olan bu isabetli karara öncülük eden sayın başkanı ve belediye meclisi üyelerini canıgönülden tebrik ediyorum.

Töreni izlerken, milletin silahı ile milletin bombalandığı o meşum gece hayalimde canlandı.

Hüzün ve öfkenin gönlümüzü kararttığı, "Devlet elden mi gidiyor, millî irade yine mi kanlı postallarla çiğneniyor?" endişelerinin üzerimize çöktüğü o elemli gecede, aslan kükremesini andıran mert bir haykırış yankılandı ulusal televizyonlarda.

Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı, "Görevimizin başındayız, yüce milletimiz bizim arkamızda, bunu da başaracağız." diyordu, Paşamız…

Hainlere korku saldı, milletin yüreğine su serpti, direniş azmini artırdı bu kararlı duruş.

Sonra Dadaş Paşa, bir haini cehenneme göndererek darbenin seyrini değiştiren o tarihi emri verdi, şanlı şehidimiz Ömer Halisdemir’e…

Bana göre o gece yazılan millî direniş destanının önsözü budur. Çapulcu hainleri tarihin çöp sepetine atan son sözü topyekûn yüce milletimiz tüm dünyaya haykırdı.

Zekai Paşamızın, 15 Temmuz destanındaki etkin rolü ile taçlanan başarılarının güçlü bir arka planı olduğunu belirtmemiz lazım.

Paşamız, Türkiye'nin en seçkin birliğinde geçen uzun meslek hayatı boyunca terörle mücadele etti. Kahraman arkadaşlarıyla beraber, o sıkıntılı yıllarda ayak basmadığı vatan toprağı kalmadı. Sıcak takip ve çatışmalarda pişti, PKK'nın korkulu rüyası haline gelen birliklere komuta etti. Çok önemli sınır dışı harekâtların efsane komutanı olarak haçlı-siyonist odaklara göz açtırmadı.

Büyük zaferler, kahraman birlikleri sevk ve idare eden büyük komutanlarla kazanılır. Onlara vefa, millete ve tarihe vefadır. İnmeyen bayrağa, susmayan ezana vefadır.

Erzurumlu, bu vasıfta evlatlara sahip olduğu için ne kadar iftihar etse yeridir.

Sözümüzü, bir gerçeği adını taşıyan caddeden cihana haykıran paşamızın veciz ifadeleriyle tamamlayalım:

"Tarih boyunca bu memleketimizin insanları, dadaşlar bağımsızlıkları için, istiklalleri için her türlü bedeli ödeyerek kahramanca mücadele etmiştir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Millî Mücadele'nin temelinin atıldığı Erzurum Kongresi'nde tüm dünyaya haykırılan ‘Vatan bir bütündür, bölünemez’ şiarı, son nefesimize kadar yolumuzu aydınlatan rehber olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı Erzurum Kongresi'nde şekillenen millî ruhu aynı inançla korumalıyız."