Erzurum yayla şehriydi. Köylerde nüfus fazla, hayvancılık çoktu. Küçük ve büyük baş hayvan sayısı oldukça fazlaydı. Yaylalarda, meralarda, çayırlarda otlayan sürüler süt kaynağıydı. Et, süt, tereyağı, peynir, lor köylülerin besin kaynağıydı.

Üretilen sütler, yayıktan çıkan tereyağları, yağlı veya yağsız yapılan peynirler ve lor çoktu. Buzdolabı, soğuk ambarlar ve bu ürünlerin pazarlaması yapılamadığından çoğu zaman zayi olup maalesef kullanılamıyor, yenilemiyordu. Yoğurtlar, ekşiyor, sütler çürüyor, peynirler kurtlanıyordu.
Koyun ve ineklerden elde edilen süt ve süt ürünlerinin değerlendirilmesi, zayi olmaması lazımdı. Bunun için şehrin yöneticileri merkezi yönetimden Erzurum’a Çimento Fabrikası, Biriket Fabrikası ve Süt Ürünleri Fabrikası yapılması yönünde istekte bulundular.
Çimento ve Biriket Fabrikalarının temelleri 1969 yılında atılarak kısa süre sonra üretime geçmeleri sağlandı. Fakat Süt Ürünleri Fabrikası gerçekleşemedi. 1967 yılında süt inekçiliği teşvik edilmiş, sütün değerlendirilmesi için kamu ve özel sektör ortaklığıyla 13 milyon lira değerinde bir yatırımın yapılması ön görülmüştü.
Erzurum Valiliği, Ticaret Odası öncülüğünde harekete geçilerek şirket kurulacak ve şirketin hisselerinin % 35’i Süt Endüstri Kurumunun, %14’ü GİMA ve Ziraat Bankasının % 51 de halkın olacaktı. Fakat bütün bunlara rağmen Süt Fabrikasıyla ilgili çalışma bir türlü başlatılamadı.
Devlet ancak 1973 yılında Süt Fabrikasını yatırım programına aldı. Ilıcada 15 dönüm arazi üzerinde 1700 metrekare kapalı alana sahip Süt Fabrikası inşa edilerek 1976 yılında faaliyete geçirildi. Modern süt işleme makinaları alındı. Günde 50 ton süt işleme kapasitesine sahip fabrikada tereyağı, yoğurt, pastörize süt, peynir ve diğer ürünler üretilmeye başlandı. Otuzdan fazla işçi çalışmaya başladı.
Köylerden alınan sütler fabrikada işlenirken artık köylülerin kötü korkusu olan süt çürümeleri, yağların ekşimesi, peynirlerin küflenmesinin önüne geçilmiş yaygınlaşan buzdolabı alımları işi kolaylaştırmıştı.
Özellikle 1990 sonrası Kamu İktisadi İşletmenlerinin özelleştirilmesi sonucu Ilıca Süt Fabrikası özelleştirilerek 1995 yılında yeni sahiplerine devredilmişti.
Fabrikayı alan şirket bir süre sonra işletme sermayesi ile ilgili problemlerle karşı karşıya kalınca fabrika da süt işleme durduruldu. Onlarca işçinin çalıştığı fabrika kapısına kilit vurulurken üretici hayvan sahipleri sıkıntıya düştüler.
Ilıca girişte yolun solunda olan fabrika binası ve içindeki malzemeler ne yazık ki kullanılamaz hale geldi. Bugünde kapısı, pencereleri kırılmış baykuşlara kalacak yer olmuştu. Böylece Erzurum Sahip olduğu bir fabrikasını kaybetmişti.
Geçmişte pek çok işletme peynir işiyle uğraşırken Et-San adlı firmada önemli bir yer tutuyordu. Günümüzde Leben, Palandöken, Çizmelioğlu ve benzeri süt mandıraları aldıkları sütü işleyerek şehrin ekonomisine katmaya, katma değer üretmeye devam ediyor olmaları yine artı bir değerdir.

Son yıllarda özellikle Valiliğin ve Ticaret Borsasının girişimleriyle köylerden süt toplanmakta, işlenerek ekonomiye katkılar sağlamaya devam edilmektedir.