Herkes birbirine şu soruyu soruyor:

-Acaba ligler tescil edilir mi?

Aslına bakarsanız kimsenin önceliği bu değil; yani virüs salgınıyla mücadele edilen bir ortamda bu konuyu konuşmak belki de yapılacak en son iş ama ister istemez merak edilmiyor da değil hani…

Biz diyoruz ki; şu aşamada atılacak en doğru ve makul adım, ligleri olduğu şekliyle tescil etmek ve bu tartışmalara bir an önce nokta koymaktır…

Tatil etseniz nereye kadar, erteleseniz nereye kadar?

Hele bazıları var ki; liglerin hiç oynanmamış kabul edilmesini öneriyor!

Olacak şey değil bu…

Sebebine gelince:

Kulüpler bu sezon için milyonlarca lira tutarında harcama yaptı, transfer yaptı, planlama yaptı…

Ve siz diyorsunuz ki;

- Bu sezonu gelin hiç başlamamış kabul edelim!

Geçin onu, geçin!

*

Gelelim ikinci alternatife:

Ertele ertele, nereye kadar!

Maçları Mayıs’a erteleseniz, futbolcuları bu maçlara hazırlanmaları için Nisan ayı itibariyle toplamak zorundasınız…

Mümkün mü?

Değil…

Haziran ayına erteleseniz, bu kez de takvim sıkışır… Kalan altı maçı hızlandırılmış bir programla tamamlayalım deseniz, sıkıntılar bu kez de birbiri ardına gelir…

Üstelik böyle bir ortamda ve sular halen daha durulmamışken, çoğu futbolcunun ve özellikle de yabancı topçuların maçlara çıkacağını bile zannetmiyoruz biz!

Eeee?

Kaldı geriye bir alternatif, o da ligleri tescil etmek…

Şeksiz, şüphesiz hem de…

*

Belki şöyle düşünenler olabilir:

- İyi de, şampiyonları anladık ama diğerlerinin ne suçu var?

Kimsenin suçu ve kabahati yok bu işte…

Malum, bu keyfi bir durum olmadığı gibi, insan sağlığı da hiçbir şeyden önemli değil…

Haaa!

Şunu yaparsınız:

Hani Süper Lig’e çıkan takımlara verilen ve adına “ayakbastı” denilen para var ya, o paralardan bir kısmını Play-Off potasındaki takımlara pay edersiniz, olur biter…

Böylece ne şiş yanmış olur, ne de kebap!