Malumunuz, Türkiye gündeminin en baş konusu terör örgütü FETO’nün elebaşı Fetullah Gülen’in yayımlanan en son fotoğrafı…

Ne Meral Hanım’ın yeni saç stili ne İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun sert konuşması ne de tutuklanan Hakkari’nin terörist belediye başkanı…

Hiç bir şey o fotoğraf kadar konuşulmadı.

Varsa yoksa mumyaya benzeyen o fotoğraf…

İlla da uzman olmaya gerek yok.

Her şey zaten kabak gibi ortada:

Neresinden ve nasıl bakarsanız bakın fotoğrafta, sanki de ölmüş birinin iskemleye oturtulmuş hali var.

Fakat beri yanda da öldü mü, yaşıyor mu tartışmasında el yükseltenler de haksız sayılmaz.

Zira…

FETÖ terör örgütünde; her türlü hile, hokkabazlık, yalan-dolan, kumpas, tertip ve şeytanlık ziyadesiyle bulunduğu için arka planda bambaşka bir şey de çıkabilir.

Tartışma bir yanıyla da şöyle devam ediyor:

“Terörist Fetullah Gülen Türkiye’ye iade edildi!”

Tıpkı teröristbaşı Abdullah Öcalan gibi…

Hani Kenya’da paketleyip bize vermişlerdi ya…

Öyle ki, rahmetli Ecevit de bu “teslimata” çok şaşırdığı için “Şimdi bunu bize niye teslim ettiler?” diye sormuştu.

Meselenin zamirinde Amerika olunca insan haliyle şaşırıyor.

Niye?

Halbuki cevabı çok basit:

Amerika raf ömrü tükenen her aparatı yerinden söküp atar!

O tarihte Apo’nun son kullanım tarihi geçmişti, paketledi teslim etti.

Apo’dan daha şedit olanları zaten çoktan hazırlamış, vazifelerini de belirlemişti!

Pekii aynı şey teröristbaşı Gülen için de geçerli midir?

Zannetmiyorum…

Şu sebeplerden ötürü:

Bir: FETÖ, son derece kullanışlı bir aygıt olduğu için Türkiye’de olmasa bile onu farklı coğrafyalarda kullanmayı sürdürecektir.

İki: Bu terör örgütünü bidayetinden beri zaten Fetullah Gülen denilen o meczup yönetmiyordu ki… Dolaysıyla da ölmüş olmasının da yaşıyor olmasının da CIA için artık bir önemi olsun.

Üç: Ölmemiş olsa bile ölmüşten daha beter haldeki bir teröristi bu vaziyetteyken Türkiye’ye iade etmesi, dünya genelindeki terör örgütlerinin gözünde Amerika imajını(!) zedeler. Yani kötü bir izlenim bırakır!

Dünyada itibarı zaten yerlerde sürünen Amerika, yeni kayıpları göze alamaz…

Öte yandan…

Diyelim ki terörist Gülen ölmedi, ama görünen de o ki, eceli eşikten ayağını içeriye atmış.

Bu vaziyette bize teslim edilmesinin ülkemize nasıl bir getirisi olacak?

Yürek soğutmanın, oh demenin ötesinde…

Yaptığı bunca fenalık bunca ihanet yetmezmiş gibi devlet, bir de alıp onun tedavisiyle mi uğraşsın?

Amerika vahşi kapitalizmin mabedidir.

Fişini çektiği bir aparat için harcama yapmayı gereksiz görür.

Bize kakalamak istemesi mantıklı! Değil mi ki yarı canlı kimse ötemez.

Yine değil mi ki Türkiye, terörist de olsa ona işkence yapacak bir ülke değil.

Ölmüş ya da ölmek üzere, hiçbir önemi yok.

Biz asıl heybenin içindeki büyük turplara odaklanalım.

Amerika’da, Avrupa’da ya da Asya ve Afrika’da Türkiye’ye diş bileyen, bir kaşık suda boğsa doymayacak olan on binlerce azılı FETÖ’cü terörist var.

Tıpkı içimizde olanlar gibi…

Tekmili birden pusuya yatmış fırsatını kolluyor:

Yeni bir 15 Temmuz nasıl yapabilirim diye…

Bir de…

“Fetullah Gülen ölürse örgütü de dağılır” anlayışındaki dostlar fena halde yanılıyor.

Amerika için canını feda etmeye hazır binlerce teröristi bulunan bir melanet yuvasını CIA niye dağıtsın ki?