Hürriyet Haber Ajansından (hha) istifa etmiş ve Asil Nadir’in satın aldığı Günaydın Gazetesinin Matbaa Müdürü olarak Elazığ’a gitmiştim. Elazığ’da iki yılda Günaydın’ın matbaasını kurmuştuk ama patron iflas ettiği için emeğimiz boşa gitmişti. Rahmetli Hasan Yılmaer yeniden hha’ya Genel Müdür olarak atanınca biz de 1992’de, memleketin yolunu tutmuştuk.

Döndüğümde Erzurum hha’nın bünyesinde iki yeni isimle tanıştım. Sayıl Narmanlıoğlu ve Sebahattin Yılmaz. Tercüman’dan bize geçmişlerdi. Sayıl ve Sebahattin, Erzurum Lisesi mezunu, çok samimi iki arkadaştılar.

Van’a Diyarbakır Bürodan Sadık Kaplan temsilci olarak atanınca, İsmail Uslu’yu kadrosuna almak istedi. Ancak İsmail Uslu, çeşitli nedenlerle teklifi uygun bulmadı ve yerine Sebahattin Yılmaz Van’a gönüllü olarak gitti.

Böylece iki samimi arkadaşın yolu ayrıldı. Sebahattin Yılmaz, Van’da emekli olduktan sonra da çalışmaya devam etti ve 2011’deki depremde arkadaşı Cem Emir’le birlikte Bayram Otelin enkazında kalarak hayatını kaybetti. İki çocuk babası YIlmaz’ın cenazesi Erzurum’da toprağa verildi.

Sayıl Narmanlıoğlu ise Erzurum’da önemli haberlere imza attı. Hasankaleli Teyyo Pehlivan ile yaptığı röportaj, ülke genelinde çok büyük ilgi gördü. Narmanlıoğlu, Teyyo ile tanışmasını şöyle anlatırdı:
“Gazete sayfaları, ekonomik buhran ve terörün acı yüzünü ortaya koyan haberlerle doluydu. İnsanlar gülmeye hasretti. Atatürk Üniversitesinden Şenol Kantarcı Hoca (Şimdi Prof. Dr. Kantarcı Akdeniz Üniversitesinde öğretim üyesi) Erzurum Belediyesi tarafından hazırlanacak ansiklopedi niteliğindeki bir kitapta Teyyo Pehlivanın yalanlarının kullanılacağını söylediğinde, gündemi değiştirmeye karar verdik. Teyyo Pehlivanı şehirde aradım ve Tebrizkapı’da küçük bir kahvede otururken buldum. Sohbet için garsonu devreye soktum, kabul etti; masasına gittim. Ciddiydi ve yüzüme bile bakmıyordu. Bir süre sonra, sol gözü hafif yumuk vaziyette başını kaldırdı, yüzüme baktı; ‘Ola hele çay söyle de içeg’ dedi. Rahatlamıştım.”
Teyyo Pehlivan ile dostluk çayını yudumlarken Sayıl, sohbete başlar. O’nun yaşanmamış anılarını dinlerken gülmemek için kendini zor tutar. Teyyo ile yaklaşık 2 saat görüşür ve başında bere, bir elinde şeker, diğerinde çay olan fotoğrafı çeker.

TEYYO PEHLİVANIN İLK HABERİNİ YAPAN GAZETECİ

Sayıl ofise geldiğinde çok sevinçliydi. Mesleki açıdan çok büyük bir iş başarmıştı. Teyyo Pehlivanın hayatı, Türkiye ve Dünyadaki ünlülerle yaşadığını iddia ettiği hikayeler, ilk kez bir gazeteci tarafından kaleme alınıyordu. İlk kutlayan oldum. Sayıl’la birlikte ve de büyük bir keyifle, hatta hikayelerine katıla katıla gülerek Teyyo Pehlivanın röportajını hazırladık. Ertesi gün, gündeme aldık ve servis ettik. Türkiye’yi hikayeleri ile güldüren Teyyo Pehlivanın haberi, 5 Şubat 1989 günü Hürriyet Gazetesinde ‘Ansiklopedik Yalanlar’ başlığı ile yarım sayfadan fazla yer alarak yayımlandı.

Teyyo, ülke gündemine girmekle kalmadı, hatta ilk sıraya yerleşti. Televizyon, gazete ve dergiler Sayıl’ın haberini kaynak göstererek Teyyo Pehlivandan söz ediyordu. Bu sırada ilk görüntülü röportaj için yarış başlamıştı. Teyyo, televizyon programlarından davetler alıyordu. İçlerinden sadece atv’de ‘A’dan Z’nin yapımcısı Esra Ceyhan, Teyyo Pehlivanı programına konuk etmeyi başardı. İstanbul’a giden Teyyo Pehlivan, izlenme rekorları kıran programda da hikayelerini anlattı.

REYHANİ’NİN İZİNDEN GİTTİ

Sayıl 2003’te Erzurum’un ünlülerini konu alan ‘Kar’a iz bırakanlar’ kitabını yayımladı. Daha sonra da kalp krizi geçirdi. Hastanede bir süre yattıktan sonra göreve başlamıştı. Ameliyat olması gerekirken işi savsaklaması üzerine anjiyo yapan Kardiyolog Prof. Dr. Hüseyin Şenocak’ın ciddi uyarısı geldi. Sonunda Prof. Dr. Şenocak’ın titiz takibi sayesinde Sayıl, İstanbul’a giderek özel bir hastanede bypass oldu ve sağlığına kavuştu.
Çok rica ettim ama başaramadım sonunda emekli oldu ve bir takım değişik projeleri hayata geçirmek istedi. Bir süre Büyükşehir Belediye Başkanlığı Basın Bürosunda yöneticilik yaptı. Ardından ‘flaş.com.tr’ internet sitesini kurdu. Ancak Sayıl’la dostluğumuz, arkadaşlığımız artarak devam etti.

Sayıl Narmanlıoğlu ile birlikte 2012’de Anadolu TV’den Erdal Yavuz’un ‘Sürmanşet’ programına konuk olmuştuk. Geçenlerde Ayhan Türkez sosyal medyada paylaşmıştı. Programda meslektaşlarımız Sevda Güneş İncesu, Mehmet Şener, Ayhan Türkez, Doç. Dr. Hakan Temiztürk’le birlikte basının sorunlarını ele almıştık.

Sonrasında Aşık Yaşar Reyhani gibi, o da ‘Gidirem’ diye tutturdu. Bir ev satın aldı ve İzmit’e göç etti. Erzurumlu da Sayıl Narmanlıoğlu gibi önemli bir değerini kaybetti.

İstanbul ve Yalova’ya gittiğimde mutlaka görüşürdük. Son olarak da çocukluk arkadaşım Cihat Bingöl ile birlikte Yalova’ya gelmişlerdi. Sayıl ve Cihat’la birlikte çok güzel bir gün geçirmiştik. Mayıs ayı içinde yine buluşacaktık, bize İzmit’i gezdirecekti.

ACI HABER TEZ ULAŞTI

Geçtiğimiz Cumartesi sabahı arkadaşım Turgay İpek aradı ve Sayıl’ı kaybettiğimizi söyledi. Hayat dolu, vefalı, güvenilir, saygılı, hoş sohbet bir arkadaşı yitirdiğimiz için çok üzüldüm.

Olaydan bir gün önce Cihat Bingöl ile İzmit’te öğlede buluşuyorlar ve akşama kadar geziyorlar. Havalar ısındığı için Sayıl’a kısa kollu gömlek alıyorlar. Bu arada İzmit’in yerel televizyonundan muhabirler geliyor ve Sayıl’la emeklilik üzerine röportaj yapıyorlar. Cihat da, Sayıl gibi kıymetli bir dostunu kaybetmenin acısını yaşıyor.

Özetlersek Sayıl da gurbette hayata veda edenler kervanına katıldı. Narmanlı Camisindeki cenaze namazı sırasında imamın ‘Hakkınızı helal ediyor musunuz?’ sorusuna Sayıl’ın Erzurum’daki yeğeni, ‘Evet’ derken gözyaşını tutamadı ve bizi de ağlattı.
Hoş bir seda bırakarak aramızdan ayrılan Sayıl’ı unutmak elbette mümkün değil. Bu vesileyle Sayıl’ın eşi ve iki evladının, öğretim üyesi olan kardeşleri Kemal ve Haldun’un, kız kardeşlerinin ve de yakınlarının acısını yürekten paylaşıyorum.

SERTAÇ ERCİŞ KORKUTTU

Atatürk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim üyelerinden Sertaç Erciş, deyim yerindeyse kalbimizi yerinden oynattı.
Meslektaşımız Nihat KIlıçoğulları’nın 25 Nisan 2018 tarihli sosyal medyadaki “Sertaç Hoca ile dün gece Araştırma Hastanesi Acil Servisinde karşılaştık. Koca yürekli adam bağdaş kurmuş sedyenin üzerinde bakınıyordu. Halini hatırını sordum. Konuştuk biraz. Ta ki acildeki bağırtılar, koşturmalar ve göğsüne doğru inen yumruklara kadar... Belli ki kalbi yorgundu koca adamın ve yığıldı olduğu yere. Ama yüreği hep sağlam ve dimdikti Sertaç Hocanın. Halen yoğun bakımda bulunan bu güzel insanı, Rabbim ailesine ve bizlere bağışlasın. Dualarımızı eksik etmeyelim” mesajı hepimizi etkiledi.
Sonra arkadaşı Tuğrul Şam, meslektaşlarımız Orhan Bozkurt ve Nurullah Pala’nın mesajlarını okuduk. Endişeli ve meraklı bekleyiş, Kadıköy Erzurumlular Vakfı Başkanı Süha Dengizek’in yoğun bakımda sevgili Sertaç ile çektirdiği fotoğrafı görünceye kadar sürdü. O’nun gülen yüzünü görünce yüreğimiz ferahladı. Sevenlerini korkutan Sertaç hocaya ‘Geçmiş olsun’ diyoruz…
***