Erzurum’da hayvancılık çok özel ve bir o kadar da kıymetli sektör... Ama sanki gereken özen hiç gösterilmiyor bu sektöre!

Besicilerin durumu ortada; kurban bayramı dışında para yüzü görmüyor bile adamlar...

O da zaten çoğu besici kurban bayramına yüklerinden kurtulma fırsatı gözüyle bakıyor...

Düşünün mesela!

Besicisiniz ve ahırınızda beslediğiniz hayvanlar için harcadığınız para neredeyse kazanacağınız parayla kafa kafaya geliyor...

Yani öyle bir noktaya geliyor ki; bir kilogram eti 45 liraya mal ediyorsunuz...

Satsanız olmuyor, zarar!

Tutsanız olmuyor, masraf!

Üstelik; Erzurum öyle çoğu yaz-kışı az bir memleket de değil ki, hayvanlarınızı aylarca yaylada tutasınız... Mayıs ayında çıkar hayvanları, Ekim ayında sok yeniden ahıra!

Tam sekiz ay, sekiz!

Sekiz ay boyunca o hayvanlara yedirip içirmek zorundasınız!

Küspe para...

Saman para...

Yem para...

Para, para, para!

Besici işte bu yük yüzünden bir türlü çıkamıyor bahara... Hal böyle iken besici sayısı da azalıyor, besicilik yapan insan evladı da...

Şimdi!

Eğer ki, Erzurum’da hayvancılığa dinamo etkisi yapacak bir adım atmak istiyorsak; işe evvela maliyetlerden başlamak zorundayız... Yani üreticinin maliyetlerini çekebildiğimiz kadar aşağıya çekmeliyiz ki; atacağımız taş, ürküttüğümüz kurbağaya değsin...

Peki, bunun yolu ne?

Çok basit: yem bitkisi...

Bir diğer ifadeyle bitkisel üretime dayalı hayvancılık...

Bu, şu demek!

Kendi hayvanımızın yem ihtiyacını yine kendimiz karşılayacak ve hammaddesi bile elalemin ecnebisine ait olan yem bitkilerini kullanmayacağız...

Hayvancılık yaparken de öyle üç tosun-beş sığır hesabı yapmayacağız...

Birlikten kuvvet doğar!

Dolayısıyla hayvancılığa artık “organize” bir kimlik kazandıracağız...

Öyle ya!

Gidip bakın bakalım hayvancılığın adam akıllı yapıldığı bölgelere ki, ne göreceksiniz...

Göreceğiniz şey belli; organize hayvancılık...

Erzurum’da olmaz demeyin, olur!

Hatta bundan 20 yıl önce olacaktı da, birileri çomak sokmuştu bu işe...

Ve yine hatta ve hatta ödeneği bile ayrılmıştı da, Besicilik Organize Sanayi Bölgesi (BOSB) projesi sümenaltı edilmişti...

Belki şaşıracaksınız ama birilerinin engel olduğu o projenin aynını Gümüşhane tam da burnumuzun dibinde hayata geçirdi...

İsterseniz gidip bir de oraya bakın!

Hülasa...

Elimizde kaybettiğimiz koskoca bir 20 yıl ve buna rağmen bile şaha kaldırabileceğimiz bir hayvancılık potansiyelimiz var...

Dolayısıyla ya ense yapar bir 20 yılı daha kaybederiz ya da sektörü ensesi kalınların elinde oyuncak olmaktan hep birlikte kurtarırız...

Tercih bizim!