Bir zamanlar adı, kavga ve olaylarla anılıyordu.

Atatürk Anadolu Lisesi’ndeki muhteşem dönüşüm, eğitim camiasında parmakla gösteriliyor.

Bu büyük başarının mimarları, tam da şairin dediği gibi “tam inanmış dört adam”

İşte o isimler: Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz, Yakutiye Milli Eğitim Müdürü Cihan Kıvanç, Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Erhan Gürbüz ve tabii ki okulun öğretmenleri…

“Bu liseden bir halt olmaz” diyenlere inat, tam inanmış bu insanlar kollarını sıvayıp, “…biz insanımıza da gençlerimize de güveniyoruz. Ön yargıdan uzak, kuşatıcı bir anlayışla tüm sorunların üstesinden gelebiliriz” dediler.

Nitekim başardılar da…

Kurulduğu yıllarda çok çok iyi bir eğitim kurumu olan ancak sonraki dönemlerde çeşitli sebeplerden ötürü adı, “kavganın ve olayların merkezi” diye anılan Atatürk Anadolu Lisesi, bugün yönetim, öğretmen ve öğrenci kalitesiyle numune okullarımızdan biri oldu.

Erhan Gürbüz…

Atatürk Anadolu Lisesi’nin müdürü, öğretmenlerin abisi kardeşi, öğrencilerin “Erhan babası”.

Erhan’ı kurtaran o gün ki öğretmen, şimdi ki il başkanı kim?

Bir zamanlar kovulduğu okulda bugün müdür.

Nasıl mı anlatalım:

Erhan Gürbüz, Tekman’ın Taşkesenli Köyü’nden…

Atatürk Lisesi’nde ideolojik çatışmaların zirve yaptığı bir tarihte bu okulda öğrenciydi. Kürt olduğunu kimseden gizlemedi ancak onun kimliği, başta bazı öğretmenler olmak üzere, okulu ele geçiren kimi grupları çok rahatsız ediyordu.

Nitekim bin bir bahane üretilerek, genç lise talebesi olan Erhan’ı okuldan atmak istediler. O da, bu şartlar altında zaten okulda daha fazla kalamayacağını anlamıştı…

“Pırını pırtını topla defol” dediler,

Erhan, çaresizce boynunu büküp çok sevdiği eğitim hayatına veda ediyordu ki, adeta yardımına hızır yetişti.

Uzaktan biri seslendi:

“Erhan dur, beni bekle.”

Erhan umutsuzca yerinde kaldı, zaten adım atacak takati de yoktu.

Sesin sahibi yaklaştı.

Okulun tarih öğretmeniydi.

Erhan’ın boynuna sarıldı.

“Nereye gidiyorsun, bu o kadar kolay değil. Sen okuyacaksın” dedi.

Tam bir baba şefkatiyle Erhan’ı teselli etti, elinden tuttuğu gibi okula geri getirdi ve sonra o tarih öğretmeni, okul idaresiyle adeta bir cenge tutuştu.

Yasa dedi, mevzuat dedi, fırsat eşitliği dedi, eğitim hakkı dedi…

Ve sonunda tarih öğretmeni, idareye karşı galip geldi ve Erhan’ın eğitim hayatının söndürülmesine mani oldu.

Erhan, okulu dereceyle bitirdi, üniversiteyi kazandı ve öğretmen oldu. O Erhan, bugün tam da kovulmak üzere olduğu okulda müdür, hem de eğitim camiasında gıpta edilen bir öğretmen…

Belki tahmin edenler vardı.

Lakin biz yine de söyleyelim:

O tarih öğretmeni, şimdi AK Parti Erzurum İl Başkanı olan Mehmet Emin Öz’den başkası değildi.

Bakım ve onarımı Başkan Sekmen’den, kütüphanesi Erhan Paşa’dan

Memleketimizin medar-ı iftiharlarından biri olan ERVAK Başkanı Erdal Güzel dün yazdı. Belki tekrar olacak fakat böylesi güzel gelişmeleri defalarca yazmak elzemdir.

Geçen hafta sonu, bizim Anadolu Gençleri Eğitim Platformu Sözcüsü ve yılmaz bir eğitim neferi olan sevgisi Yavuz Demir’in davetiyle Atatürk Anadolu Lisesi’ne gittik.

Eğitim, kitap, gençler…

Bu hususta hangi kapıyı açsanız ardında bizim Yavuz vardır.

Sağ olsun, Yakutiye Milli Eğitim Müdürü çok çok değerli bir eğitimci ve yönetici olan Cihan Kıvanç hocayla vardık liseye…

Okulun bahçesi kalabalıktı.

Öğretmenler, öğrenciler…

Her bir taraf pırıl pırıldı.

Erzurum Teknik Üniversitesi’nin çok kıymetli rektörü ( mütevazı ve sevgi dolu kişiliğiyle nam salan ) Prof. Dr. Bülent Çakmak, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü (tam bir hizmet insanı) Cemil İlbaş, ERVAK Başkanı (diğer adıyla fakir fukaranın hamisi) Erdal Güzel ve Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinden ( tarih ve Ermeni mezalimi denilince akıllara ilk gelen bir isim, memleketin has evlatlarından ) Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu oradaydı..

Okulun kütüphanesinin açılışı yapılacaktı.

Ki, bu kütüphanenin vücut bulmasına ön ayak olan isim, bizim Yavuz Demir…

Kütüphanenin, fiziki yapımı ve bağışladığı yüzlerce kitapla mimarı da Erzurum 9.Kolordu Komutanı Tümgeneral Erhan Uzun…

Atatürk Anadolu Lisesi Müdürü Erhan Gürbüz’ü burada tanıdım.

Hakiki anlamda bir eğitimci ve liyakat sahibi bir yönetici…

Okulu gezdik, sınıflara tek tek girdik, öğretmen ve öğrencilerle sohbet ettik.

Müzik dersinde, okulun müzik öğretmeni Filiz Çiftçi hoca, bizim için öğrencileriyle birlikte seslendirdiği, Emrah’ın “tutam yar elinden tutam” türküsüyle kulaklarımızın pasını sildi, gönül tellerimize dokundu.

ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Atatürk Lisesi’nin çok değerli mezunlarından biri…

Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu ise, bu lisede uzun yıllar tarih öğretmenliği yapan bir isim…

Okulun dışı da içi de tertemiz, düzenli, sevimli ve tam bir eğitim yuvasıydı…

Müdür Bey söyledi:

Okulumuzun bu hale gelmesinde, bize her maddi manevi destekler veren ve her fırsatta okulumuzun eksiklerini gideren muhterem Büyükşehir Belediye Başkanımız Mehmet Sekmen’e teşekkür ediyoruz.

Kütüphaneyi de Erhan Paşa kurdu.

Öğrencilerimize birer kısa konuşma yaptık, daha çok da öğretmen kardeşlerimizi ve yavrularımızı dinledik.

Sizi temin ederim ki, küçük kızım Arnisa Umay başka bir okula gidiyor olmasaydı; hiç tereddüt etmeden Atatürk Anadolu Lisesi’ne kayıt ettirir, başta okul müdürü Erhan hoca olmak üzere, o birbirinden kıymetli öğretmenlere emanet ederdim.

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen Şeyh Edebali, nasıl da isabetli bir teşhis koymuş.

Marifet, has bahçelerde nilüferler yetiştirmek değil; marifet, kıraç topraklarda gül açtırabilmektedir.

Şayet önyargısız bakarsanız göreceksiniz, Erzurum; eğitimden ulaşıma, şehir imarından tarıma, yeni yeni yatırımlardan sağlığa… Hemen her alanda muazzam bir dönüşüm içerisinde…

Son zamanlarda yaşadığımız bunca iktisadi soruna ve hengameye rağmen bendenizin bu ülkeye, bu devlete ve bu milletin izan ve irfanına olan ümidimden zerre miskal bir eksilme olmadı.

Atatürk Anadolu Lisesi, bu ümidimi diri tutan binlerce hadiseden yalnızca biri…

Emeği geçen herkesi canı gönülden tebrik ediyor, bir kez daha eğitim neferlerinin önünde saygıyla eğiliyorum.