Medyada dini programlar yapılıyor, insanlar soru soruyorlar, dinlerini öğrenmeye çalışıyorlar. Her ramazan aynı sorular çeşitli televizyon kanallarında soruluyor, cevaplanıyor.

Bazen soruyu soranın Müslüman olup olmadığını düşünüyorum. Hayretler içinde kaldığım soruları özel diyaloglarda anladım ki; kimileri de gülmek için seyredermiş!

Bazı dini sohbetlerin yapıldığı programlar var ki; Allah saklasın düpedüz insanı şirke götürür. Mesela; eşkıyalar bir kervanı soymuşlar, kervandakilerin bir kişi hariç hepsi Allah’tan yardım istemişler ama işe yaramamış, hepsi soyulmuşlar, bir tek kişi de şeyhinden istemiş, şeyhi onu kurtarmış onun malına zarar gelmemiş(!) Bu nedir; şirk! Bunu koskoca takkeli, sakallı bir adam çıkmış televizyonda dini sohbet diye anlatıyor!

Tefrikanın bile bir edeplisi, hadlisi, çaplısı, Kuran’a uygun olanı olur!

Teravih namazı kadınlara da farz mıdır diye soru soran bayan belki de sadece televizyonda görünmek için soruyor; kim bilir?

Hocam sizi çok seviyoruz; sık çok sık rastladığım bir diyalog! Anlamsız; neyi ifade etmek istiyor, izah edemezsiniz!

Din Kuran’dan öğrenilir, Hz. Peygamberimizden öğrenilir. Kuran’a uymayan hadislerden din doğru olarak öğrenilemez.

Ahretten emin olanlar var; hayret! Hatta kulların daha dünyadayken cennete, cehenneme gönderdikleri insanlar var, bunları dinleyince dehşete kapılıyorum. Karar mercii, ezel ve ebedin tek otoritesi, Rabbi sadece ve sadece Allah’tır. Başka birisini karar merciinde gören ve gösterenler için Allah sahte ilahlar olarak söz ediyor Yüce Kitabında.

Şirke düşmemek, şirke düşenlerle beraber olmamak için, dinimizi ve hatta Allah’ı doğru tanımak, bizden ne istediğini anlamak için, ahretten ümitli olmak için Kuran’ı kendi dilimizde anlamaya çalışarak okumalıyız.

Allah CC; ahretten ümitli olabilmek için üç şart koşuyor; biliyor musunuz?

  1. Namaz kılmak
  2. Zekât vermek
  3. Kuran’ı anlamaya çalışarak okumak. (FATR Suresi 29. Ayet)

Allah’ın bu üç şartını yerine getirmedikten sonra ümitli olunamazmış ahretten; bunu altmış yaşını geçtikten sonra Kuran’dan okudum, öğrendim.

Biz Müslümanlar Kuran’ı süslü yazmayı, güzel sesli hafızlardan dinlemeyi, ezberlemeyi tercih ediyoruz; ancak Allah okuyarak düşünmemizi ve anlamamızı emrediyor.

Hatim diyoruz ya aslında hatim; kendi dilinde bütün Kuran’ı okuyup, düşünüp, anlamaya çalışarak olur! Farz olan da budur!