Geçen hafta, Gazi Yarı Maratonu’na katılmak üzere Palandöken Masterler Koşu Grubu olarak Gaziantep’deydik.

Yıllar önce gittiğim Gaziantep’teki değişim ve hareketlilik gıpta edilecek düzeydeydi.

Modernite ile geleneğin ahenk içinde sergilendiği Gaziantep’te, çağdaş belediyecilik anlayışı her yerde kendini gösteriyordu.

Çarşı ve pazarlardaki canlılık, zenginliğin en somut ifadesi olarak kendini hissettiriyordu. Almacı Pazarı, Bakırcılar Çarşısı ve Kale civarı geçmişi hatırlatırken, görkemli AVM’ler ve modern yapılar günümüzden örnekler veriyordu.

İki milyon nüfusuyla Gaziantep, ülkenin parlayan yıldızlarından biri olarak iller liginde daha yukarılara tırmanmanın gayretini her alanda gösteriyordu.

Beş Organize Sanayi Bölgesinde 240 000 kişinin çalışıyor olması fazla söze mahal bırakmıyordu.

300 000 civarında mültecinin yaşadığı söylenen Gaziantep’te bu nüfusun varlığını neredeyse hiç hissetmedik.

Gaziantep’in yılda 10 milyar dolar civarında ihracat yaptığını öğrenince, yedi ayda 19 milyon dolarlık ihracatı olan şehrimiz Erzurum aklımıza geldi.

Zeugma Mozaik Müzesi başta olmak üzere diğer müzeler turizm açısından şehre değer kazandırırken, dünyada dördüncü olan Gaziantep Hayvanat Bahçesini de şehrin önemli kazanımlarından biri olarak gördük.

Şahinbey ilçesinde kaldığımız otelin civarında üç tane özel hastane vardı. Gaziantep’teki özel hastane sayısının 15 olduğunu öğrenince Doğu’nun Paris’i dediğimiz Erzurum’da tek bir özel hastane olmasını sorgulamaya başladık.

Erzurum, sağlık hizmetleri açısından çok uzun yıllardan beri bölgenin yükünü çektiği gibi Azerbaycan, İran ve Gürcistan gibi yakın ülkelere de bu hizmeti sunmaktadır.

Bu potansiyel ortadayken ve Erzurum’da ihtiyaç olduğu halde neden özel hastanelerin açılmadığının izahını aramızda aramaya çalıştık.

Yemekleriyle ünlü Gaziantep’in Unesco tarafından Dünya Gastronomi Şehri olarak ilan edilmesi şehrin tüm dinamiklerinin hayata geçirildiğini vurgulaması açısından önemli bir göstergeydi.

Dünya Gastronomi Şehri olan Gaziantep’in bu başarısını alkışlarken, cağ kebap ve kadayıf dolması ile bu yarışta ne kadar başarılı olabileceğimizi de sorguladık.

Bu ziyaretimizde, Milli Mücadele’de şanlı bir direniş gösteren Gaziantep’in, ekonomisi ve sanayisi ile ülkenin en gözde şehirleri arasında olduğunu yakından görmüş olduk.

Başarıyı, ortak akıl kullanarak elde ettiklerini söyleyen Gaziantepliler, zafere giden yolda Gaziantepspor ’un önemli bir etken olduğunu da asla inkâr etmiyorlar.

Ahde vefanın göz ardı edilmediği Gaziantep’te, Erzurum’un eniştesi olan milli futbolcu ve Galatasaray’ın efsane ismi Talat Özkarslı’nın isminin bir spor salonuna verilmiş olması da çok anlamlıydı.

Yağmur altında gerçekleştirdiğimiz 10 km’lik maratonda etrafı yakından gözlemledik ve şehrin gelişmişliğine yakından tanık olduk.

Yerel yönetimlerin çalışkanlığı, siyasetin olumlu desteği ve halkın müteşebbis gücü ile başarıyı yakalayan Gaziantep’i alkışlarken darısı Erzurum’un başına dedik.