Erzurum’da belli başlı kişiler var; bunların işi belediye başkanları arasında “laf getirip götürmek” suretiyle bozgunculuk çıkarmak adeta…

Ya sırf şirinlik olsun diye bile-isteye yapıyor ya da farkında olmadan alet oluyorlar buna…

Geçmişte gördük bunu…

A belediyesinin başkanına gidip, “onun var ya, senin yerinde gözü var” diyenleri de… “Senin sırtından prim yapıyor” diyenleri de gördük…

Neler görmedik ki!

Sırf bu fitne fücurlar yüzünden birbirine tavır alan belediye başkanlarını da gördük; birbirlerinin emeklerine gece yarısı operasyonu düzenleyenleri de…

Açıkçası, böylesi bozgunculuklar yaparak nasıl bir fayda elde edilir, onu da anlamış değiliz…

Yani Ahmet’le Mehmet’in arasını açmanın…

Mehmet’in kafasına kurt düşürmenin kime, ne faydası olabilir ki?

Gerçi, bunu soruyoruz ama manzaraya bakınca da, bir şekilde fayda elde edildiği fikrine kapılıyoruz ister istemez…

Hem bu nedir, biliyor musunuz?

Münafıklıktır, münafıklık…

Dinimizdeki karşılığı “kovuculuktur” ki; bunu yapanın da vay haline demektir!

Bakınız!

Hadis-i Şerif’te ne buyuruluyor:

“En kötünüz; söz taşıyan, dostların arasını açan ve ayıp araştırandır”

Devamla:

“Söz taşıyan; veled-i zina veya zina karışıklığı bulunan soysuz kimsedir”

Ve biri daha:

“Hasetçi, kovucu ve falcı benden değildir”

Yani hakikat hem de ilahi hükümlerle bu denli apaçık ve ortada iken; birilerinin bu uyarıları görmezden gelmesi yahut dikkate almaması, sahi ne büyük bir gaflettir!

Hem mesele sadece belediye başkanları da değil; böylesi tipler günlük yaşamda da karşımıza çıkabiliyor bazen…

Yapmayın!

Etmeyin!

Yanacağınız ateşe odun taşımayın!

Derlenin, toparlanın!

Bırakın artık münafıklık etmeyi; rahmetin birlik ve beraberlikte olduğunu hatırınızdan çıkarmayın!

Haaa!

Eğer siz derseniz ki; “biz gazap istiyoruz” diye…

O halde kovuculuk yapmaya devam edebilir ve bu dünyada rüsva olacağınız günü şimdiden beklemeye koyulabilirsiniz…

Öteki dünyaya gelince:

ATEŞ SİZİ ÇAĞIRIYOR!