Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’le Erzurum’da da zaman zaman bir araya geliriz ve şehre dair sohbetler ederiz.

Mehmet Sekmen’in en beğendiğim hasletlerinden biri; muhatabını can kulağıyla dinlemesi ve hele hele de ortada farklı bir görüş ve bakış açısı varsa, ona çok kıymet verip değerlendirmek istemesidir.

Biz geçmişte bu şehirde öyle kendi aklına tapan “her şeyin en iyisini ben bilirim” diyen narsistlere tanık olduk ki, Mehmet Sekmen’i tanıyınca, hazine bulmuş defineciler gibi sevindik.

Erzurum’u yeni baştan inşa ve imar etmenin hayallerini kuruyor. Tarihi, kültürü, hafızayı ve estetiği harman ederek, eski Erzurum’u yeni Erzurum’la tek vücut haline getirmenin planlarını yapıyor.

Olur ya da olmaz, ama Başkan Sekmen bu hayalinin peşinden koşuyor.

İşin doğrusu geride kalan sürede yaptıklarına bakacak olursak, o hayalin hiç de uzak bir ihtimal olmadığını görüyoruz.

Çünkü inanıyor, azmediyor ve amacını gerçekleştirmek için cesur adımlar atıyor.

Geçen hafta “İstanbul Erzurum Tanıtım Günleri” vesilesiyle İstanbul’daydık.

Dolu dolu üç gün geçirdik.

Eski dostları gördük, eskimeyen dostlukları yadettik..

Maltepe Meydanı’nda yapılan tanıtım günlerinde birbirinden renkli, birbirinden anlamlı etkinlikler yapıldı.

İşte o güzel etkinlikler içerisinde Başkan Mehmet Sekmen’le de, değerli meslektaşlarımla birlikte sohbet etme imkanı bulduk.

Bizi büyükşehir belediyesi için açılan alanda ağırlayan Başkan Sekmen, hal hatır faslından sonra yine Erzurum için kurduğu hayallere döndü ve özellikle kentsel dönüşüme dair yakın gelecekte yapacağı hizmetleri anlattı.

Benimle birlikte gazeteci arkadaşlarım Sinan Özçaylak, Orkun Çizmeli, Metin Barlak, Musa Çakır, Levent Akpınar ve Samet Özünal da vardı.

Başkan Sekmen, Erzurum’da halen kentsel dönüşüm bekleyen birçok mahalle bulunduğunu hatırlatarak, birkaç yıl içinde en az on bin yapının sökülerek, yeni binaların yapılacağını söyledi.

Kimseyi mağdur etmeden, herkesin üzerinde ittifak edeceği projeler yapmak istediklerini anlatan Başkan Sekmen, şehrin ticari hayatını canlandırmak ve şehrin ekonomisine artı değer kazandırmak için de ülke çapında isim yapmış firmalarla temas halinde olduklarını, bunlardan dördünün ilk etapta tekstil alanında Erzurum’da hizmet edeceklerini ifade etti.

İstanbul’da meslektaşlarımın da tanık olduğu üzere, Mehmet Sekmen’e müthiş bir sevgi ve ilgi vardı.

Yaklaşık bir saat süren sohbetimiz sırasında, yüzlerce insan Sekmen’e “merhaba” demek ve olursa bir de fotoğraf çektirmek için adeta sıraya girdi ve yılmadan bekledi.

Özellikle Kartal’da bir Mehmet Sekmen ismi var ki sormayın gitsin.

“Biz kaybettik siz kazandınız” diyenden tutunuz da, “O, yoksulun ve kimsesizin dostudur” şeklinde konuşanlara kadar hep övgü dolu ifadeleri dinledik.

Adım gibi eminim bu yazının ardından, bazı ahlaksız ve kitapsız kimseler tarafından yine küfürler yağdırılacak; hiç mi hiç umurumda değil.

O kimselerin zerre kadar vicdanı ve insafı varsa eğer buyursun Kartal’a gidip sokakta gördüğü herhangi bir kimseye Sekmen’i sorsun.

Görecek ki biz az bile yazmışız.

Başkan Sekmen, Erzurum’u, tıpkı yetmişli yıllarda olduğu gibi yeniden “büyükşehir” yapmanın azmi içinde…

Bendeniz, O’nun bu hayalini, kendi idealim olarak gördüğüm ve inandığım için yürekten destekliyorum.

Defalarca söyledim, yazdım: Erzurum olması gereken yerden fersah fersah uzakta…

Kimilerimiz artık treni kaçırdık, yeniden koşmamız çok zor diyor.

Haksız da değiller hani, ama asla ümitsiz olmamalıyız.

Erzurum kendi küllerinden yeniden doğabilir, tekrar ayağa kalkıp koşabilir bile…

Başkan Sekmen, işte bize bunun mümkün olabileceğini gösterdi, gösteriyor.

Gelin hep birlikte O’na omuz verelim, yanında duralım ve birlikte yürüyelim…

Çünkü O, Erzurum için çırpınıp duruyor…

Bizim de tüm meselemiz Erzurum değil mi?

Pekii sorun ne o halde?