Bir hoş seda arıyorum, gönlüme dalgalar versin,

Dinlersem uzun süre, ateşi aşkımı aşsın istiyorum.

Davud okudu Zebur’u, taş yürekler yumuşasın aşka gelsin

Can veren o sesleri, doya doya kana kana dinliyorum.

Geziniyor gönlüm, avazı ile Davud’un!!!

     Bulamam ezelin Davud’unu, bilmez miyim bunu ben?

     Ünü süren o güzel sesin peşinde ve ateşi içindeyim,

     Segâhi, “Olmaz ilaç sine-i Sad pareme” misin sen?

     Tadı aynı “Salavatın” büyüsüyle Hak gölgesindeyim.

     Geziniyor gönlüm, avazı ile Davud’un!

Yemen Türküsünde, saklı mısın bilemem?

İçi ateş dolu halkımın, dilinde ve gönlündesin,

Şimdi “giden geliyor mu?” doğrusu bir şey diyemem,

Orası “Muş” olsun, ey Mehmetçik sen gönlümdesin.

Geziniyor gönlüm, avazı ile Davud’un!!

     “Mihriban”ı yazan yiğit, sesi veren Davud muydu, ne dersin?

     “Göçmen Kızı” ağlatırken, gönüllere yangın salar derinden,

     “Cerrahpaşa” yıkar geçer, dinleyince uzaklara gidersin.

     Davud’u arıyorum, dahi sesler yurdumun her yerinden.

     Geziniyor gönlüm, avazı ile Davud’un!!!

Bahar günü kuş sesleri, eritiyor kederleri kökünden,

Davud’un esrarlı sesi, bunlarda mı saklı bilemem?

“Gönül Dağı”nın hazin sesi, acı yaratır derinden,

“Benim Sadık yârim”dir belki, o vadiye giremem!!

Geziniyor gönlüm, avazı ile Davud’un!!!

     “Köçekçe”miz gerçek sesi midir, nedir Nebi Davud’un?

     “Çoban Armağanı” kulak okşayan sestir bizim dehadan,

     Ayrı sesler birleşir Davud olur, ezelden sonsuza Mabud’un!

     Ben garibin güzel sese, olsa da aşkı öyle sıradan!

     Geziniyor gönlüm, avazı ile Davud’un!