Üstat demişti ki "önce ekmekler bozuldu!"

Önce ekmekler bozulmadı, önce insanlar bozuldu be!

Değerli usta Oktay Akbal, bugünleri görseydi, sanıyorum, "önce ekmekler bozuldu," yerine "önce insanlar bozuldu," derdi.

Ekmeğin bile pahalandığı günümüzde, insanların ne kadar ucuzlandığını yazardı elbet!

Siyaset bozuldu...

Milliyetçi geçinenler, ilkelerini sattı...

Din, hem siyasete, hem de ticarete karıştı, en acısı ise ne yazık ki insanlar buna alıştı!

İyi de "yok mu bunun çaresi," derseniz, "yok," derim; çünkü, bozulan bir makine değil ki tamir edesin; bir sistem değil ki sistemi yenileyesin! İnsanlar bozuldu, insanlar bozuldu ay balam, insanlar bozuldu!

İnsanları tamir edemezsiniz!

Eğitimde, gelenekte, törede, inançta bozulan bir toplum olduk!

Geçmişte, devrimcilerle, ülkücülerin sokak ve fikir çatışmasında her iki tarafın da bir ilkesi ve amacı vardı.

O amaç, ülkemizin ve ulusumuzun daha iyi yaşamasıydı!

Ne yazık ki; şimdi ne ilke kaldı, ne de amaç!

Milliyetçi geçinenler, kendi ülkülerini erke satarken, devrimci geçinenler ise susarak ve bir kenara pusarak, "dur bakalım, ne olacak," mantığı ile beklemekte!

Uzun yıllar, ülkenin kanını ve ruhunu emen, önceki adı "cemaat ve hizmet yapısı" olan, bugün de "FETÖ" diye yaftalanan Mustafa Kemal ve Cumhuriyet düşmanlarının bittiğini ya da bitirildiğini mi sanıyorsunuz siz!

Avucunuzu yalarsınız!

Kırk yıldır inancınızı emerek semiren ve ruhunuzu kemiren bir anlayışın tükendiğini düşünecek kadar safsanız, bu sizin en büyük gafınız olacaktır.

Bazı belediyelere bakın!

Kendini cüssesiyle, yani aldığı oyla AK Parti kisvesiyle kendini kamufle edenler yok mu sanki!

İnanın var!

Ve inanı, gün gelecek birilerinin altın kafese kapattıkları bülbül ötecektir!

İşte o zaman, kimse, "çok şaşırdım," derse, biz de deriz ki "biz demedik mi şaşkın!"

Önce ekmekler mi bozuldu, yoksa ekmeği bozan insanlar mı bozuldu!

İşte bütün mesele bu!

Değil mi yani!