Geçtiğimiz günlerde, ERK Haber'in canlı yayın konuğunun İYİ Parti Erzurum İl Başkanı Sayın Kırkpınar'ın olacağının anonsunu görünce, ben de demli bir çayla demlenmek niyetiyle programı izledim.
Yaklaşık bir buçuk saat sürdü.
İYİ Parti'nin Erzurum Teşkilatı'nı Sayın İbrahim Dumlu ve Sayın Haluk Terzioğlu döneminden beri izlediğim için, son İl Başkanı sayın Kırkpınar’ı da uzaktan, yakından mercek altına alarak düşüncelerimi zaman zaman aktarmışlığım olmuştur.
Evet, program yaklaşık bir buçuk saat sürdü.
Bu zaman dilimi içinde Sayın Kırkpınar, belki yirmi kez, AK Parti Erzurum İl Başkanı sayın Öz'ün ismini andı. Elbet, hayırla ve duayla değil, doğal olarak eleştirileriyle eşleştirdiği sözcük ve cümlelerle bunu dile getirdi.
Bu da doğaldır!
Çünkü, Erzurum'da AK Parti'yi zorlayan tek parti İYİ Parti!
Ve muhatabı da elbet AK Parti'nin İl Başkanı olmalıydı!
Ancak mesele o kadar basit değil.
Önce şunu söyleyeyim.
Sayın Kırkpınar'ın kurduğu cümlelerle ve ses tonundaki vurgular amacını aşacak kadar saldırgandı. Belki bunu birileri kendisine önermiş olabilir; ama sayın Kırkpınar, şunu bilmeliydi ki; günümüzdeki siyasette saldırgan dil ve meydan okuma her zaman ters tepmiştir. (Bunu iktidar dilinde de görüyor ve neticesini de olumsuz olarak alıyoruz.)
Sayın Kırkpınar, hakim olduğu Tarım ve Hayvancılık alanında, özellikle süt üreticiliği konusunda tatmin edici şeyler söyledi. Keşke orada kalsaydı!
Hedef kitlesi olan kırsal kesimde daha çok etkili olur, daha çok "evet" onayını alırdı.
Ancak, yukarıda da bahsettiğim gibi, muhatabı olan sayın Öz'ün ismini her cümlede geçirmesi, sayın Sekmen'e göndermeler yapmasının haklı da olsa amacına ulaştığını sanmıyorum.
O kadar cümleler yerine, "her iki Mehmet, sizlerin ne olduğunu tüm Erzurum, biliyor," diyerek bıraksaydı, sanıyorum o kadar cümleden daha etkili olurdu.
Bir siyaset dili vardır.
Bir konu üzerinde çok konuşmak, konuşanın haklı olduğunu ve doğru söylediğini asla göstermez. Bazı sözcükler ve birkaç cümle sayfalarca yazılan eleştirilerden daha da etkilidir.
Sayın Kırkpınar, en azından bunu kendi Genel Başkanı sayın Akşener'den örnek almalıydı!
Saldırgan bir dil yerine, nükteli ve imalı cümleler siyasette daha etkilidir.
Hele ki siyasette ve ekonomide yaşadığımız şu günlerde daha da etkilidir. Bunu bilmek için siyaset bilimini okuyup yutmaya hiç gerek yoktur.
Sayın Kırkpınar, bir buçuk saat süren programda, keşke merkezde ve ilçelerde üye sayılarının ne kadar arttığını sayılar ile verseydi, bu hem kendilerinin ve örgütlerinin başarısını gösterirdi, hem de gelecek üyelere cesaret verirdi.
Olmadı; ama olsun, ne yapalım!
İYİ Parti'yi olumlu ve olumsuz yönleri ile izlemeye çalışacağız!
Ve her parti için söylediğimizi, İYİ Parti için de yineleyelim.
Övgü de yergi de kardeştir.
Önemli olan, övgünün de yerginin de adaletli olmasıdır, değil mi yani!
Programın sonunda ise, Öz ve Sekmen için, "seçimlerde umarım karşımda olursunuz," dedi.
Bu özgüvene söyleyecek söz olamaz!
Ancak, siyaset iddialı olduğu kadar, alçak gönüllülüğü de gerektirir.
Hangi partili ve kim olursa olsun, "ebedi dostlar" gerçekleri söyler!
Erzurum'da bile yağmur muhalefetten yana çiselerken, Kırkpınar'ın kırk pınardan söz eyleyerek bir sel yaratması bana kalırsa biraz zor gibi!
Ne yapalım, düşüncemiz budur işte!