Medya maymunu olmuş kimi felaket tellalları var.

Sadece depremle ilgili de değil, her konuda uzmanlar!

Ekonomiyi onlar biliyor, sanattan onlar anlıyor, siyaset onların uzmanlık alanları!

Ve lakin bereket versin ki, bu ülkede aklı başında bilim insanları da var.

Misal:

Naci hoca…

Bilim haysiyetini kendisine kırmızı çizgi bellemiş bir insan…

Az ama öz konuşuyor.

Prof. Dr. Naci Görür…

Önceki gün şunları söyledi:

“Kaderleri Kahramanmaraş ve Hatay gibi olacak.”

Neyin ya da nerenin kaderi?

Malum; Naci Görür deprem uzmanı…

Tehdit veya tehlike altındaki o illeri tek tek sıraladı:

“Eskişehir, Denizli, Muğla, Erzincan, Kayseri, Kocaeli, Tokat, Osmaniye, Kahramanmaraş, Bingöl, Konya, Hatay, Erzurum, Aydın, Balıkesir, Burdur, Manisa ve Hakkari.”

Toplam 18 il…

Bu 18 ilin müşterek özelliği ise, deprem fay hattının üzerinde oturmaları.

Erzurum, bilinen yanı ile son yüz - yüz elli yılda irili ufaklı onlarca deprem yaşamış bir şehir.

(Tortum Gölü ve Tortum Şelalesi de bir deprem sonucu oluşmuş.)

Şehir birkaç kez adeta yıkılmış, binlerce insan hayatını kaybetmiş.

Deprem, bu şehrin kafa kağıdı adeta…

En son “83 Depreminde” ağır hasar alan Erzurum, yüzlerce canını yitirdi.

Neylersiniz ki bir gerçek:

Türkiye, tüm bu doyumsuz güzelliğine rağmen deprem fay hatlarının üzerindeki bir coğrafya…

Naci hoca bu açıklamayı yapınca, haklı olarak biz Erzurum adına bir sorgulama yapmak zorundayız.

Soru şu:

“Erzurum, muhtemel 7 büyüklüğündeki bir depreme ne kadar dayanır?”

Ahhh…

Keşke buna cevap verecek verilere sahip olsaydık.

Ve lakin şu veriye sahibiz:

“Erzurum’da, muhtemel bir depremde yerle bir olması mukadder eski yapıların neredeyse yüzde sekseni temizlendi.

Bunun adına da “Kentsel Dönüşüm” denildi.

Erzurum, depreme dayanıklı yapı stoku bakımından aslında iyi bir noktada…

Kimi meselelerde belki önemli başarılara imza atamadık şehir olarak…

Müsterih olunuz ki, sağlam bina hususunda Erzurum fark yaratan bir şehir…

Kabul…

Mimari açıdan estetik sahibi yapılar inşa edemiyoruz.

Komünist düzende olduğu gibi tek tip bina dikiyoruz; ama temeli de malzemesi de sağlam binalar…

Müteahhitlerimiz yüzde 99 oranında hırsız değil.

7 büyüklüğünde bir depremde, şehir yakıcı bir hasar alır mı?

Alır; alır da…

Can kaybı çok olmaz…

Deprem gerçeğini bilmek marifet değil…

Marifet, o deprem gerçeğine karşı şehirleri kurgulamaktır.

İnşallah yanılmıyorumdur.

Zanlımca Erzurum, bir Hatay yahut da Kahramanmaraş kadar ağır tahribata uğramaz…

Çoğu okuryazar olmayan o müteahhitlerimiz, vicdanlarının sesine kulak vererek demirden, çimentodan asla çalmıyorlar…

Bu da Erzurum’u nispeten güvenli kılıyor.

Albenisi olan binalar yapamıyorlar belki, değil mi ki sağlam…

Rabbim ülkemizi ve tüm insanlığı felaketlerden muhafaza buyursun…