21. Yüzyıl dünyayı küçükletirken sivil toplum kuruluşlarının önemini artırmıştır.

Dünyanın büyük bölümü demokrasiye geçmiş parlamentolarıyla idare edilir olmuştur.

Sivil toplum kuruluşları, partiler yanında sivil toplum platformları bU dönemde önemli görevleri üstlenmişlerdir.

Platformlar, lobiler, baskı gurupları fikren, zihnen, düşünsel olarak etkili olduğu bir dönemden geçiyoruz.

Amerika'daki lobilerin önemi ABD yönetimine ciddi destek vermekte, toplumun yararına olabilecek kanun ve yönetmenliklerin uygulanmasında etkili olmaktadırlar.

Benzeri topluluklar Avrupa Birliği içinde geçerlidir.

Türkiye'de maalesef platformlar, sivil tolum kuruluşları ve lobiler çok zayıftır. Ya bölgesel, ya etnik temele dayanmakta yada kendini dini bir yapı olarak göstererek kendi küçük cemaatinin veya tarikatının menfaattarını öne çıkarmaktadır.

Bu anlamıyla güçlü bir Karadeniz lobisinden, ve Güneydoğu lobisinden söz edilebilir. Ancak özellikle İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara ve İç Anadolu'ya dağılmış Erzurumlulardan veya Doğu Anadolu bölgesinden söz edilemez.

Çünkü Erzurum'un Sivil toplum kuruluşları yok gibidir. Sivil toplum platformu varsa da kişiselleşmiş durumdadır. Zaten Erzurum lobisi yoktur.

Erzurum lobisinin olmadığını Anayasa Mahkemesine seçilecek üç adaydan biri olan Av. Talat Göğebakan kardeşimizin aldığı oyda görülmektedir.

Erzurumun lobisinin zayıf olduğunu gösteren Gayri Safi Milli yurt İçi hasıladan aldığı paydır. Son 60 yıldır ne yazık ki aldığı pay "binde 6 ile binde dokuz" arasında olmuştur. Halbuki bir araştırma yapılırsa pek çok ilin aldığı pay yüze 3-4 hatta beş civarındadır.

Erzurumun lobisinin olmasının diğer bir göstergesi şehre yönelik tarım, hayvancılık ve sanayi yönünde atılmış doğru dürüst bir atılımın olmadığıdır.

Şimdi birleri buna itiraz edebilir. O halde bacası tüten kaç fabrika var sorusuyla diyenlere sormak isterim. Eğer var diyorlarsa göstersinler görelim..

Sağlıkta şehrimizin iyiye gitmediği de görülmektedir. Yetişen hekimler şehri terk etmekte hatta bazı branşlarda hekim sıkıntısı çekilmektedir. Bir yanık bölümünde doktor yokluğu nedeniyle hastaların Vana sevk edilmesi, bazılarının Trabzon'a sevk edilesi üzülecek durumdur.

Turizmde yine aynı durumdayız. Kars bile bu problemi çözmüşken Erzurumun çözememesi turizm lobimizin olmadığını göstermektedir.

Peki bunlar neden şehrimizde olmuyor? Evet asıl cevaplanması gereken soru budur.

Değerli hemşerilerim partileriniz, dernekleriniz, STK'larınız farklı olabilir. Farklı şehirlerde yaşayabilirsiniz. Ancak gönlünüz, gözünüz, doğduğunuz ata ve dedelerinizin yurdu olan Erzurum'da olmalı ve ERZURUMLU olmak ortak paydanız olmalıdır.

Erzurumlu olma paydası altında bir ve beraber olmalısınız. Erzurum'a yapılacak katkılarda asla fikir ayrılığına düşmemelisiniz.

Bunları yaparsanız bizim de bir lobimiz olur. Ve birileri dikkate almak zorunda kalır.