Elbet bir gün Tayyip Bey bizi de dinler.
Aslında “Garson” yalnızca malumu ilam etti.
Dedi ki:
“Başta emniyet olmak üzere, kamuda hala binlerce gizli FETÖ mensubu var.”
Pekii bu, bizim için sürpriz oldu mu?
Değil elbette…
“Garson” ötmeseydi de biz kamuda gizli saklı FETÖ’cülerin olduğunu biliyorduk.
Onlarca kez yazıp durduk:
“Kamu bu hainlerden temizlenmedi” diye…
“Garson” yalnızca karanlığın üzerindeki şalı kaldırdı o kadar…
“Garson” bir FETÖ itirafçısı. Aynı zamanda yıllar süren bir ihanetin ete kemiğe bürünmüş hali…
“Biz bitmedik” diyor ve devam ediyor:
“FETÖ hala emniyette, adliyede, ticarette ve akademide binlerce varız.”
Adamın kod adı “Garson”, ama çözülen bilgisayar kodları örgütün hafızası olduğunu gösteriyor.
Garson öyle bir servis yaptı ki, birilerinin tam da bitti zannettiği devletin hala ciddi bir tehlike altında olduğuna ışık tuttu.
Yüzlerce FETÖ’cü polis ve yüzlerce örgüt mensubu yargı insanı…
Temizle temizle bitmiyor.
En illet hastalık sanki de…
Vaktiyle ben bu “Fuat Avni” kod adlı sanal medya hesabını yazardım; o hesap da bana akla ziyan iftiralar atardı.
Bir seferinde o Fuat Avni demişti ki, “Önce Mehmet Şener’i susturun.”
Çok şükür susturamadılar, ama zaman zaman kendilerine müttefik buldular!
“Garson” kimleri ifşa etti elbette bilmiyorum.
Nasılsa liste devlette…
Lakin bildiğim şudur:
Devletin en kritik kademelerinde, hala bu melun çetenin militanları var.
Asla nadim değiller, asla “biz kandırıldık” demiyorlar.
Cennetin onlar için hazırlandığına inanan manyaklar ordusu saf saf…
Siyaset iklimindeki esen şu yumuşama ikliminden bile kendine hayat iksiri bulanlar yeniden çıktı ortaya…
“Geliyoruz” demeleri bu yüzden…
Ticaretteki gizli saklıları geçtik; devlet, hala bu gizli militanların kuşatması altında.
Yeniden darbe yapmaya güçleri bugün için yetmez belki, ama yarın için birer dinamik güç…
“Garson” öyle şeyler söyledi öyle itirafta bulundu ki, devletin ve milletin hala tehlike altında olduğunu tüylerimiz diken diken olarak dinledik.
Bakmayın siz “Garson”un orta yerde bahşişe kurban olmasına…
Aslında “Garson”, az bilinenin çok bilinmesi gerekenin izahatıdır.
“Ben tehlike sinyali veriyorum. Ben kırmızı ışık yakıyorum, uyananısınız diye. Ben aslında bir cep telefonunda kurduğunuz bir alarm.”
Bu gerçeği, “Garson”un gizli şifleri çözüldü diye biz öğrendik.
Yoksa mütemadiyen “Devlet FETÖ’den temizlendi” safsatasına inanıp gidecektik.
“Garson”un binlerce sayfadan oluşan arşivi var.
Merak ediyorum:
Acaba bugün AK Parti içerisinde en ön saflarda koşan kaç yüz FETÖ’cü var o gizli kodlamada?
Misal; “Garson” o binlerce sayfalık ifadesini yargıya beyan ederken bir AK Parti milletvekili için şunu yazacak mı?
Merak bu ya…
“Halkta zerre kadar karşılığı yok. Ama vaktiyle oluşturduğu sahte itibar üzerine, kimseye zerre miskal faydası olmayan ama kendi kızını belediyede mevsimlik işçiyken, İller Bankası’na mimar olarak atayanlar kim?” diye soruyor mu.
Sizce bu soruya, cevap verebilecek olan Erzurum’dan bir Ak Parti’li çıkar mı?
Çıkmaz!
Mebus seçilir seçilmez kendi bölgesinden tek bir rey almamasına rağmen bazı kavramları hoyratça istismar eden ve nasılsa bunu da AK Parti’ye, daha doğrusu Tayyip Bey’e soruyorum:
“Erzurum’da sıfır ölçüde karşılığı olan o ismi, niye bize tercih ettiniz?”
Oysa Erzurum’un isminin önünde, belki falan yazmıyor, ama Dadaş yazıyordu.
Bu yetmiyor muydu mu Tayyip Bey?
Bizi niye sınadın ki?
AK Parti’nin içerisinde hem de tepe noktada olan nice kimseler var ki, FETÖ tehlikesine inanmıyor!
Kendileri bilir, eyvallah…
Yalnız bu millet, o gafletin faturasını bir kez daha ödeyemez…