Kim kulaklarına üflediyse artık birileri şimdiden çalmadan oynamaya başladı!

O kadar çaresizler ki, Fakıbaba’nın istifasını kendileri için zafer olarak görüp, Erdoğan’ı yeneceklerini zannediyorlar! Ham bir hayal dedikleri zahir budur.

Tayyip gitsin, Türkiye de batarsa batsın” anlayışındaki iflah olmaz müzmin muhalifler, son bir günden beri artık çalmadan oynuyorlar!

Sebebi ise…

Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın, AK Parti’den istifa edip İYİ Parti’ye geçmesi…

Bu istifayı öylesine kutsadılar ve öylesine büyük anlamlar yüklediler ki, sanırsınız seçim olmuş AK Parti seçimi kaybetmiş!

Aç tavuğun kendisini darı ambarında hayal etmesi misali, bu müzmin muhalifler de, boş bir hülyanın tutsağı oldular…

Başka sebepleri de var…

Yine son günlerde siyaset kulislerini ateşleyen bir tevatür dolaşıyor. Buna göre, güya yeniden aday gösterilmeyeceğine inanan kimi milletvekilleri AK Parti’den istifa edip çeşitli partilere geçecek!

Üstelik sayıları da kırk elli civarındaymış!

Fakat bu efendilerin ıskaladıkları bir hakikat var. O da şudur:

Fakibaba’dan önce de nice deve dişi gibi kimseler AK Parti’den istifa edip ya bir partiye geçmişlerdi ya da az olsun benim olsun mantığıyla kendine parti kurmuştu.

Sonucu ne oldu peki?

Kocaman bir hiç…

Allah aşkınıza, Abdullah Gül’ün yeri, AK Parti’de Fakıbaba’dan daha mı azdı ya da etkisizdi?

Abdüllatif Şener ilk gidenlerdendi.

Sonra onu Gül, Davutoğlu, Babacan ve daha birçoğu takip etti.

Yel kayadan ne koparır misali…

Giden gitti, AK Parti hep kalıcı oldu, milletin desteğini aldı.

(Muhtemelen Mayıs ayında yapılacak) önümüzdeki seçimde de vaziyet değişmez.

Bunca sıkıntıya ve iktisadi şartlara rağmen halkın kahır ekseriyeti ne Erdoğan’a sırtını döner ne de AK Parti’den vazgeçer.

Çünkü…

Rakiplerin hali pürmelali ortada…

Kimi umudunu tamamen PKK destekçisi HDP oylarına bağlamış, kimi terör örgütü FETÖ’den medet umuyor kimi de geçim derdindeki vatandaşın duygularını sömürüyor.

Bu fotoğraf tüm gerçekçiliğiyle ortadayken siz zannediyor musunuz ki, bu halk bir anlık kızgınlıkla ülkenin kaderini karanlık dehlizlere terk etsin…

PKK-FETÖ kolkola bu ülkeyi mi yönetecekler?

Bühtan filan etmiyoruz.

Daha iki gün önce CHP milletvekili Tanrıkulu, Tabipler Odası Başkanı olacak o kişinin yalan ve iftirasına dört elle sarılıp, şerefli Türk ordusunun kimyasal silah kullandığını söylemedi mi?

Biz iktidar olursak tüm FETÖ’cüleri affedeceğiz” diyen takdir edersiniz ki, ne AK Parti’ydi ne de MHP…

Bizdeki siyaset yapma biçimi Batı’dan çok farklı…

Misal; bizde bir parti mensubu, siyasi geleceğinin artık kendi partisinde olmadığını görünce, arkasına bile bakmadan ikbal gördüğü başka partiye koşar!

Vaziyet sağda da böyledir, solda da…

Yani ilkesizliğin adına siyaset diyoruz.

Mümkün ki AK Parti’den başka istifalar da olabilir, aynı şekilde başka partilerden AK Parti’ye katılımlar da…

Lakin bu, büyük fotoğrafı değiştirmez.

Kılıçdaroğlu, “Amerika’ya icazet almak için gitmedim” diyor ya…

Adama sormazlar mı, bir hamburger yemek için değer miydi binlerce kilometre gitmeye?

Erzurum özelinde de görüyorum.

Varlık sebeplerini tamamen AK Parti’ye borçlu olan kimi zevat, muhalif medyanın dolduruşuna gelerek, AK Parti’nin gidici olduğuna inanıp şimdiden kendine başka kapı arıyor!

Bizde sol yok; bu sebeple İYİ Parti, en çok kapısı aşındırılan bir yapı…

Beyhude bir çaba…