Bir Durum Tespiti:

Bir aydır İsrail Gazze şeridini bombalıyor. Uçakla, tankla, topla ateş altında tutuyor. On binden fazla Filistinli Müslüman çocuk, kadın, genç, ihtiyar öldü. Ölmeye devam ediyor. İsrail bina bırakmadı. Su vermedi. Gıda yolarını kesti. Hastahanelerini vurdu. Vurmaya da devam ediyor. İsrail tam bir soykırım yapıyor.

Peki, ne oldu da İsrail böyle bir fırsatı yakaladı? 5 Ekimde bir gece Hamas İsrail’e 5000 füze fırlattı. Predetörler ile sivil yerleşim yerlerine girerek İsraillileri esir aldı. Yüzlercesini de öldürdü. Sonra Hamasın füzeleri bitti. Çünkü tek atımlık barutları vardı. Onu da kullandılar. Böylece İsrail’e uluslararasında desteğin artmasına, İsrail’in meşru müdafaa kazanmasına yardım ettiler. Böylece Hamas altın tepsi içinde İsrail’e ve destekçilerine olmayacak ölçüde yardım etmiş oldu.

O halde İsrail’e bu meşruiyeti hediye eden Hamas yöneticileri böyle bir yanlışa nasıl düştü? Aslında yıllardan beri FKÖ ile Hamas anlaşamadılar. Yani Filistinlileri böldüler. Batı Şeria ve Gazze olarak İsraillin ekmeğine yağ sürdüler.

Hamas İçinde MOSSAT Ajanları Varmı?

Bir soru daha Haması kim niye kurdu? Hamasın içinde MOSSAT ajanları varmı? Sayıları ne? Bu saldırılarda bu ajanların etkisi ne? İşte işin can alıcı soruları bunlardı. Ancak nedense kimse bu soruları sormadı. Sormayı belki düşünmedi veya erteledi. Niçin? Gazze şeridi tamamen işgal edilinceye ve insansızlaştırılıncaya kadar…

İslam Dünyasının Perişan Hali:

Bütün bu olayların içinde Türkiye ve İslam dünyasının durumu ne idi? Arap Baharıyla bütün dengeler alt üst oldu. 2010 yılından sonra Türk Dış Politikası aslında yüz yıllık kopuş ve toparlanışın ardından daha büyük bir kopuşla karşılaştı. “Büyük Ortadoğu Projesi” veya “Genişletilmiş Ortadoğu Projesinin” içine çekilerek Türkiye’ye rol verildi. Çünkü ABD 22 ülkenin sınırlarını değiştirecek, bu ülkeler içinde Türkiye, Suriye, İran, Irak, Lübnan, Ürdün Suudi Arabistan ve Afrika’daki devletler var.. ABD sınırların değişeceğini ilan ederek bu sınırlara “KAN SINIRLARI” dedi.

Türkiye Tuzağa Düşürüldü:

Kan sınırlarında en etkili olacak devlet Türkiye idi. Bu nedenle Türkiye’ye BOP eş başkanlığı verildi. Peşine Türkiye ile Suudi Arabistan, Mısır, Libya, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerinin bozulmasına sebep oldular. Böylece Türkiye Tuzağa düşürüldü.

Diğer taraftan Mısır ve Arap Dünyası İsrail’le yakınlaşmaya girdi. Özellikle Doğu Akdeniz Doğal Gazı ve Petrol çalışmalarında Türkiye devre dışı bırakıldı. ABD ve İsrail bunları Yunanistan’ı yanlarına alarak nakış nakış işlediler. Böylece Türkiye yalnızlaştı ve artık olaylara Diplomatik bile etki edemez oldu. Tüm bu gelişmeleri yaşadık ve gördük.

Olaylar Türkiye Aleyhine Gelişti:

ABD güdümündeki sözde örgütler farkında olmadan önce ABD’nin sonrada İsrail’in değirmenine su taşıdılar. Yapılan yanlışlar ABD’yi bir Ortadoğu ülkesi haline getirdi. Rusya sıcak denizlere indi. Tüm bunlar Türkiye’nin aleyhine gelişti. Önce bize Suriye sınırındaki mayınları temizlettirdiler. Sonra 49 yıllığına İsrail’e vermemizi istediler…. Neyse ki Ahmet Necdet Sezer işi Anayasa Mahkemesine götürerek bu anlaşmayı iptal ettirince Türkiye bir beladan kurtulmuş oldu.

Yine 2010 sonrası Devlet adamlarımızın söylemleri Arap Dünyasında ciddi sıkıntılara sebep oldu. Araplar Osmanlıyı ve Türkleri hırsızlıkla suçladılar. Medine Müdafi Fahrettin Paşa hakkında ağıza alınmayacak iftiralar savurdular. “Türkler İslam’ı temsil edemez çünkü onlar mevalidir” dediler Böylece Türkiye uluslararası alanda ciddi bir yalnızlığa itildi. Önemli meselelerde Türkiye Cumhurbaşkanı, ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi devletlerin başkanlarıyla görüşmek istese de görüşemedi.

Batılı Devlet Başkanları İsrail’e Gitmek İçin Kuyruğa Girdiler:

Tüm bu gelişmeler İsrail’in işine yaradı. Bu arada savaş başlar başlamaz Amerikan dışişleri bakanı Bilınkın Tel Aviv’de “Bende Siyonist’im” diye açıklama yapması, ABD başkanı Biden, İngiltere, Almanya ve Fransa başbakanları ile Fransa Cumhurbaşkanı Makron İsrail’e giderek tam destek vermeleri “Son Faşist Natenyahu’nun” elini güçlendirirken 56 İslam ülkesinden konuyla ilgili açıklama yapılmaması işin tuzu biberi oldu. Şımaran, eli güçlenen Hitler bozuntusu İsrail yönetiminin bebekleri öldürmesine sebep oldu.

Petrol ve Doğalgaz Kaynakları:

Olayın bir diğer boyutu Gazze açıklarında bulunan doğalgaz ve petrolün AB’ye taşınacak olması Avrupa liderlerine derin bir nefes aldıracak enerjide Rusya’ya bağımlı olan başata Almanya olmak üzere diğer devletlerin elini güçlendirmiş olacağı gerçeğinden hareketle İsrail eline geçecek bu fırsatı sonuna kadar kullanmayı kendine amaç edinecekti.

Dini Söylemler İşin Çığırından Çıkmasına Sebep Oldu:

Filistin-İsrail çatışmalarının bir diğer ve en önemli ayağı dini söylemlerdi. “Tevrat, Talmut ve Kabbala” öğretileri olayın dini boyutunu teşkil etmekteydi. Tevrat’ın Yahudilere Vaat edilmiş toprakların mutlaka Yahudilerin olacağı gerçeğinden yola çıkarak stratejiler oluşturdu. Evet, taktikler değişebilirdi ama strateji asla değişmezdi. İsrail işte bu kural gereği davranış sergilerken gerek Filistinliler İslam ülkelerinin bu gerçeklere sırt dönmüş olduğunu görerek hayal kırıklığına uğradılar. Müslüman ülkelerin hazırlık yapmamış olmaları bugünlerin olmasına zemin hazırladı.

Türkiye Televizyonları ve yorumcuları İsrail’in ekmeğine yağ sürer gibi yayın yaptılar. Günlerdir ağzını açan kendini uzman diye gösterenler bu güne kadar doğru dürüst bilgi paylaşamadılar. Sadece ve sadece laf ebeliği yaptılar. Özellikle muhafazakâr kesimin ne söylediği belli değildi. Yorum yapmayıp sussaydılar daha doğru olurdu.

Savaşın Ekonomik Boyutu:

Savaş para demek.. Ekonomi demektir. İsrail’in uzun vadeli bu savaşı sürdürmesi mümkün değildir. O halde dış destek lazımdır. İşte o dış desteği lojistik olarak, silah, asker vermenin yanında şimdilik kesenin ağzını açan ve 14.4 milyar dolar verecek olan ABD ve dünyadaki Yahudi kökenli iş adamları olacağı aşikârdır. Dünyanın parası İsrail’e, Siona akacak ve İsrailliler top yekûn bu cinayetlerini sürdüreceklerdir. Görünen budur. Tabi Dünya masonları, Roteryenleri ve Lionsçuların aldığı tavırlarda sonucu belirleyecektir.

Sonuç olarak Yahudiler Milattan sonra Romalıların sürgününden sonra döndükleri Filistin topraklarında kan dökmeye devam ettiler. Bu kanı durduracak şu an dünyada bir güç yok. Yıllar önce Baba Bush şöyle bir demeç vermişti: “Yakında herkes görecek. Hür kadının çocukları köle kadının çocuklarını yerlerinden çıkarıp sürecekler” işte bugün bu yaşanıyor. Zulüm arşa çıkıyor ve insanlık insan olma duygularını yitirip İsrail’in soykırım yapmasına destek verip seyirci olma rolünü oynuyor.!

Bende diyorum ki zulüm ilelebet devam edemez. Elbet bir gün bir Ömer çıkar, Selahattin’i Eyyubi, Yavuz Sultan Selim çıkar ve zalime dersini verir.

1917 yılından beri bir Müslüman halk evlerinden ediliyor, yurtlarından çıkarılıyor, bombalar tepelerinde patlıyor ve şimdide soykırımla yok edilip tarihe bir kara leke bırakılıyor. Sözde medeni dünyada bu acılara seyirci kalmak bir yana tam destek veriyor. Balinayı kurtarmak için seferber olanlar iş Filistinliye gelince kıllarını bile kıpırdatmıyorlar.