Şubat 2025’de açıklanan verilere göre şehrin nüfusu 745 binlere düştü. Milletvekili sayısı 5’e düşmüş oldu.

Bu durumda gazeteler, köşe yazarları ve sanal medya takipçileri kıyameti koparmaya başladılar. Hâlbuki aşağıda okuyacağınız yazı 2012 yılında yazılmış insanların pekte dikkatini çekmemişti.

TÜİK verileri şehrin kaliteli göç verdiğini, buna karşılık kalitesiz göç aldığını göstermekte bunun neticesinde; sosyal, ekonomik, psikolojik ve demografik sorunları beraberinde getiriyor. Erzurum için olumlu sayılamayacak nedenleri şöyle bir özetlemek gerekir.

Erzurum; yirmi ilçesiyle, binden çok köyüyle ve 25.600 kilometre kare toprağıyla, devasa yaylalarıyla, uyumlu insanıyla mukim bir şehirdir. İki üniversitesi, Türkiye’nin ilk kurulan altı üniversitesinden birisine ev sahipliği yapmakta. Geçmişte 3. Orduya ev sahipliği yapmış, halen 9.Kolordunun merkezi konumundadır.

Tren yoluyla Ankara, İstanbul’a bağlı, Karayoluyla ülkenin her tarafına bağlanmış, Uluslararası hava limanıyla dünyaya açılmış ender şehirlerimizden biridir.

Tarihte Osmanlının en büyük üçüncü gümrüğü unvanını almış, 13.yüzyılda 4 Medresesi ile ilim irfan şehri olmuş, nice âlimler, şairler çıkarmış, yeri geldiğinde ülke savunmasının kalesi olmuştur. Yani Erzurum tarihten günümüze güzel insanlarının memleketi olmuştur.

Pekâlâ, bu güzellikleri günümüzde görebilir miyiz?

Ne gezer!!

1980’lere kadar üretip satarken ülke ekonomisinde bir ağırlığı vardı….

Yaylalarında; koyun, keçi, sığır celepleri otlardı. Her celepte 500-1000 hayvan vardı. Bu celeplerin sayısı binlerden fazlaydı.

Subaşlarında mandalardan geçilmezdi.

Tarlalarında; buğday, arpa, çavdar, mercimek üretilirdi. İl dışına buğday, arpa, çavdar, mercimek satar para kazanırdı.

Ürettiği patates kendine yeterdi.

Ürettiği tereyağını, yer artanını satardı.

Ilıca harasında taylar yetiştirilerek İstanbul’daki yarışlara satılır, kalanlar at meraklılarının vazgeçilmezi olurdu.

Ürettiği tuğla ve kiremitler özellikle Rize yöresine satılırdı.

Sivas’tan, Trabzon’dan, Diyarbakır’dan, Kars’tan gelen hastalara ev sahipliği yapmış, sağlık eğitimin doğuda merkezi olmuştu.

Antalya’da oteller yokken 1965 Erzurum’da 70 in üzerindeki otelleriyle gelen misafirlerine hizmet sunardı.

Erzurum bölge radyosuyla tüm Doğu Anadoluya yayın yapılmış, tüm bölge müdürlüklerinin üssü olmuştu.

Gürcü kapı, Kongre caddesi, Tebrizkapı, Mahalllebaşı ve Nazik çarşı ticaretin merkezi olmuş, İstanbul’dan ve diğer illerden gelen ürünleri üssü olmuş ve Giresun’dan Hakakriye kadar mallar Erzurum’dan sevk edilerek şehre gelir sağlanmış, ünlü tüccarlar Erzurum’u kendilerine mesken tutmuşlardı.

1980’den günümüze doğru seyahat edersek;

Dönerlik koyun eti Marmara bölgesinden, Süt ve Süt ürünleri Edirne Tekirdağ yöresinden, Sebze meyve Yusufeli, Erzincan değil Antalya, Mersinden getirilir olmuştu.

Un ve un mamulleri Konya, Antep’ten, saman ve yem Urfa, Yozgat, Antep’ten getirilir olmuştur. Yem fabrikaları kapatılmış yerine ev yapılmıştır.

Artık Daphan ovasında yeşil mercimek yetiştirilmemekte, şehre Kanada, Hindistan, Adıyaman ve yöresinden gelmektedir.

Yaylalarda değil celepler yabani hayvanat bile yok olmuştur.

Müteahhitlik hizmetleri zayıflamış, olun müteahhitler genelde Bingöllü, Vanlı, Diyarbakırlı olmuştur.

Her ilde açılan Üniversitelerle Erzurum bir eğitim üssü konumunu kaybetmiştir.

İş, aş derdi insanları göçe zorlamış, parası olan da ticaretin durma noktasına gelmesiyle birlikte mevcudu kurtarmak düşüncesiyle batı kentlerine göç etmiştir.

Her sokakta açılan, Bim, Şok, A 101, Migros gibi devasa zincirlerin mağazaları küçük esnafı yutmuş ve ekonomi durma noktasına gelmiştir.

Aylık şehre giren sıcak para banka kredileri, büyük alış veriş merkezleri ile şehre girdiği an çıkmış ve ekonominin işlemesi için gereken sıcak para buharlaşmıştır.

2011 için gelen sıcak parada ne yazık ki şehre hiçbir girdi, üretim ve Pazar payını artıma gibi katkısı olmamıştır. Demirciler demir ara hizmetler şehirdeki esnaf ve sanatkârlardan karşılanmamıştır.

Şehirdeki alt yapı yatırımları da şehir ekonomisine gereken katkıyı sağlamamıştır.

Yazları giden Üniversite öğrencileri şehirden ayrılınca olan olmuş esnaf sinek avlamaya çıkar olmuştur.

Yazın ve kışın gelmesi beklenen turistlerde gelmeyince oteller, lokantalar boş kalmış şehir kan kaybetmeye devam etmiştir.

Eğer göç olmasaydı yatırımlar düzenli artsaydı, gayri safi milli hâsıladan binde 6 değil de yüzde 2-3 lük pay alınsaydı nüfusumuz 745.000 ‘lere düşmeyecek 1.000.000’lara çıkacak, iş kolları çoğalacak, milletvekili sayımızda 5’e düşmeyecek belki de 10 çıkacaktı.

İş, aş gelecek kaygısı yok olacak giden siyasiler şehri unutmayacak ve Erzurum tarihine layık, güzel medeni yolları asfaltlı, caddeleri geniş, tarihi konakları yıkılmamış, anıtları dimdik ayakta olacaktı.

Ne yazık ki yukarıda sıraladığım nedenlerden dolayı üzülerek belirtelim ki göç etmiyor, Erzurum Çöküyor. Erzurum İcra dairelerindeki dosyalar, yedi eminlerin depolarındaki mallar bunun göstergesi oluyor.

4 Nisan 2012 ERZURUM