Kaymakamlık, bir ilçede devleti temsil eden en üst makamdır. Kaymakam, temsil ettiği devletin şefkat elini hatırlattığı gibi halkın tabir ettiği “Devlet Baba” kavramının da yansımasıdır. Haberler doğruysa, Artvin’in Kemalpaşa ilçesi kaymakamının sınıfına girdiği öğretmenin “Hoş geldiniz” demesi üzerine öğretmene “Haddini bil ”deyip onu sınıftan çıkarması Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine asla uymadığı gibi töremize ve devlet terbiyesine de yakışmamıştır. Bu basitlik, sınıftaki öğretmenin cumhurbaşkanından üstün olduğunu söyleyen Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün hedefleriyle de asla örtüşmemektedir. Kaymakam, öğretmenler sayesinde bu makama ulaştığını unutmuş olmalı. Devlet makamlarını bu kapristeki şahsiyetlere teslim etmek, devlet imajına gölge düşürebilir. Kaymakamın bu görevi üstlenemeyeceği davranışıyla anlaşılmakta olup aynı görevde bulunmasının kamuoyunu inciteceği ve eğitim camiasını yaralayacağı açıktır.

Kaymakamın özür dilemesi erdemli bir davranış olacaktır. Öğrencileri önünde refüze olan öğretmenin yaşadığı psikolojik travmayı kim telafi eder onu da vicdanlara bırakmak gerekiyor.

Bu yakışıksız örnek, makamlarda ehliyet ve liyakat aranmasının ne kadar elzem olduğunu göstermesi açısından oldukça anlamlıdır.

“Karşıki dağları ben yarattım” kafa yapısındaki bir yönetici anlayışının bu ülkede hala yaşıyor olması utanılacak bir durumdur.

Devletin vermiş olduğu imkanları ve statüleri vatandaşa tepeden bakmak olarak yorumlayan, otoriter bir anlayış ile kendini dev aynasında gören şahsiyetlerin hak etmedikleri makamları işgal etmesi Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmamaktadır.

Ülke bu defolu kafalardan ve hasta ruh yapılarından kendini izole etmelidir diyor, bu tür yakışıksız olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyorum.