Kurban dinimizin bir emridir. “Rabbin için namaz kıl, kurban kes” emri ile Kevser Suresi’nde hayat bulur ve birçok Ayeti Kelimede de geçer. Kurban, Allah’ın varlıklı insanların elinden gücü yetemeyenlere ikram etmesidir. Allah’ın verdiği bir canı Allah’ın emri ve rızası için kesmek ve ikram etmek ne kadar güzeldir.

Her paralı işte olduğu gibi bazıları için de bir fırsata dönüşüyor; keşke dönüşmese! Öyle ki ibadet etmek isteyen iyi niyetli bazı kardeşlerimiz işin amacına belki de ulaşamıyorlar! Çünkü para vermekle sorumluluğu üstlerinde attıklarını düşünüyorlar!

Dedem rahmetli bana telefonda vekâlet verir, para gönderir, kurbanını öyle kestirirdi. Yaşlı, güçsüz ve biraz da beceriksizdi. Bir gün devamlı gittiği caminin hocasına sormuş, o da olmaz demiş. Bana sen de birkaç hocaya sor dedi bende sordum; birisi olur, birisi olmaz, birisi de hanifiye göre olmaz, şafiye göre olur dedi. Anladım ki olur! Bir mezhep cevaz vermişse ben de taklit ederim, sorumluluk bana aittir. Olur, yâda olmaz diyenin sorumluluğu vebali ise kendi boynundadır.

Şimdi; resmi kurumlar, vakıflar, cemaatler kurban için para topluyorlar ve hiçbir hoca olmaz demiyor! Vallaha hayret ediyorum.

Piyasa fiyatının yarısına kurban kesiyorlar; gene hayret ediyorum. Sihirli formül bulmuşlarmış; öğretin bize biz de ekonomik alıp, keselim.

Para toplayarak kestikleri kurban nasıldır; işte emin değilim? Koyun bildiğiniz gibi bir kişi tarafından kurban edilebilir. Koyun, en az bir yaşında olmalıdır. Gözü, kulağı, ayağı, kuyruğu, dişi, boynuzu eksik olmamalıdır. Deli olmamalıdır. Tüyleri düzgün, yere sağlam basarak yürüyecek kadar sağlıklı olmalıdır. Sığır da en az iki yaşında olmalıdır, deve ise beş yaşında. Ve sığır ile deve yedi kişi tarafından kurban edilebilir. Sekiz olmaz!

Soruyorum; sadece aklıma geldi; kusura bakmasınlar, ben bu bütün şartların uyduğuna emin olamıyorum. Kesilen hayvanın başında kime ait olduğu belli mi; emin değilim. Kurban sahibinin adı ile “falana ait, vekâletine binaen kesiyoruz” deniyor mu? Her kurban için ayrı tekbir getiriliyor mu?

Bundan iki yıl önce ağır hastam vardı ve hastanedeydi zamanım çok kısıtlıydı ve bir cemaatin kesim yerinde kurbanımın başını ben kestim ama diğerlerinin kurban olduğuna şahit ol deseler, şahitlik etmem.

Marketlerin belli bir para karşılığında kurbanlarınızı kesmesini ise hiç anlayamam. Mesela 20 kg et göndereceğiz diyorlar, gönderiyorlar da et nasıl 20 kg’a ayarlanıyor; anlamış değilim. Gerisi markette mi satılıyor, eksik kalan bir başka kurbandan mı tamamlanıyor; belli değil. Sakatatı, derisi, kemiği, boynuzu ne oluyor, o da belli değil.

Kurban etleri dünyanın her yerine gönderdiklerini ifade ediyorlar; bunu da anlayamıyorum. Bizim ülkemizde fakir fukara etle doyuyor mu; herkes yılda bir kez birkaç defa et yiyebiliyor mu; hiç sanmıyorum.

Ben nasıl yapıyorum; hayvanı görüyorum, beğeniyorum, alıyorum ve kesiyorum. Gücüm yetmezse de bir hayvan pazarına gider gene hayvanımı alırım, orada kestirir ve orada da dağıtırım. Onu da yapamazsam; bir akrabama, arkadaşıma vekâletle para verir kestiririm.

Geçim sıkıntısı içinde o kadar insanımız varken; asgari ücretle, düşük emekli maaşıyla geçinen, kredi kartına yakasını kaptıran bu kadar insanımızın bayramda et yiyebileceğini düşünmüyorum. Bu sebeple hem kesen hem de vekâletle kestirilen kurbanların vatandaşımıza dağıtılmasından yanayım.

Kurumların, vakıfların kurban derilerini gene ve sadece fakir insanlarımıza harcamaları kurbanın dini şartlarındandır diye biliyorum. Zekât, fitre, kurban ve derisi sadece ve sadece fakirin hakkıdır. Bina, cami, vakıf, dergâh, Kuran Kursu geliri olarak kullanılamaz.

İbadetlerimiz bilinçli olarak yapıldığında değer kazanır. Sonuçta kime sorarsak soralım; inanın ki okuyarak daha sağlam bilgiler edinebiliriz ve okuyarak ancak sağlam temellere dayandırabiliriz.

Bütün İslam âleminin kurban Bayramını sevgi, saygı ve duayla kutluyorum. Mübarek olsun!