Tefecilerin bağışlarıyla emniyet müdürüne makam aracı alınan bir şehirden, bugün tefecilerin çanlarına ot tıkanan bir şehir olduk…

Bu durumda, o soruyu sormayıp da ne yapacaktık ya:

Nereden nereye?

Ekvador Cumhuriyeti de öyle ama asıl Meksika, uyuşturucu baronlarının “imparatorluk” kurduğu bir ülkelerdir!

Bu ülkelerde uyuşturucu ve suç çeteleri, doğrudan yönetmeseler de devleti iplemedikleri bir gerçek!

Daha birkaç gün önce Ekvador Cumhuriyeti’nden ülkemize gelen bir gemi dolusu uyuşturucu yakalandı.

Şayet istihbaratımız, polisimiz, gümrük görevlilerimiz dikkatli olmasaydı; bugün o yüzlerce kilo uyuşturucu sokaklarda dağıtılıyor olacaktı.

Her ülkenin beka meselesi olarak kabul edilen sorunları vardır.

Ne yazık ki bizde istemediğiniz kadar beka sorunu var.

İşte o beka sorunlarından biri de uyuşturucu ve suç çeteleridir.

Erzurum emniyeti, yaptığı başarılı bir operasyonla Erzurum’da 34 kilo uyuşturucuya el koydu, suçluyu adalete teslim etti.

Uyuşturucu, bir milletin istiklali ve istikbalini doğrudan hedef aldığı için evet, bir beka meselesidir.

Organize suç çeteleri de öyle…

Her ikisi de, bir milletin geleceğine saldırıyor, devletin yapısını zayıflatıyor.

90’lı yıllarda uyuşturucu baronları ülkemizde devlet yöneticilerini alenen tehdit eder hadsizliğe ulaşmıştı!

Kendimden bahsetmeyi hazzetmem, ama bu hususta konuşurum.

90’lı yıllarda Erzurum, tabiri caizse mafya özentisindeki çetelerin ve PKK kaynaklı uyuşturucu ağalarının kampı halindeydi.

Ramak kalmıştı ki tefeciler, ofislerinin kapılarına “bu işyeri tefecidir” tabelası assın!

Gerçek bir gazetecinin yapması gerekeni yaptım.

Onca tehdide, rüşvet teklifine boyun eğmedim; üstlerine gittim.

Gerek yaptığım haberler gerek yazılarımla adeta çanlarına ot tıkadım.

Yakın çevrem iyi bilir.

Bu tehditler yüzünden yıllarca hayatımı polis korumasında geçirdim.

Ailem tehlike altında oldu.

Günün birinde bu şehre, Niyazi Palabıyık adında yiğit mi yiğit, gözü kara bir polis şefi yani emniyet müdürü geldi.

Öyle bir daldı ki bu çetelerin, tefecilerin ve mafya bozuntularının arasına…

Alayını birden dağıttı, inlerini başlarına geçirdi.

Tıpkı bugün İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yaptığı gibi…

Türkiye bugün, şehirlerini suç ve suçlulardan temizliyor.

Devlet, “bu benim için bir beka meselesidir” diyor.

İrade ve kararlı duruş bu olunca Türkiye, şimdi suç ve uyuşturucu çeteleri için tam bir cehennem oldu.

Kaçacak yer yok.

Her gün operasyon, her daim mücadele…

İtinayla takip ediyorum:

Erzurum emniyeti de Erzurum jandarması da suça ve suçluya aman vermiyor.

Tefeciler çil horozu gibi dağıtıldı.

Uyuşturucu satıcıları kıskıvrak enseleniyor.

Tamam…

Tarihi tecrübeyle sabittir ki, insanın olduğu her yerde günah da vardır, suç da…

Lakin devletin başlıca vazifesi de, günahı olmasa bile suçu, suçlunun yanına kar bırakmamaktır.

Nerden reye…

Yine 90’lı yıllarda ve Erzurum’da…

Bir iş insanı tefeciden aldığı borcu faiziyle ödemesine rağmen kıstırılmış ve işyeri elinden alınmaya çalışılmıştı.

O iş insanı yaşadığı eziyeti anlatmak için emniyet müdürüne gidiyor.

Müdürün odasına girdiğinde karşılaştığı manzara şu:

Kendisini canından bezdiren tefeci ayak ayaküstüne atmış makamda oturuyor, önünde kahve elinde sigarası!

Müdür soruyor:

“Nedir şikayetin?”

Mağdur vatandaş, bir tefeciye bir de müdürün tavrına bakıyor.

“Müdür bey” diyor. “Son günlerde bizim muhitte hayat kadınları artık aleni edepsizlik sergiliyorlar. Bundan mahalle halkı olarak müştekiyiz.”

Birilerinin, “Hacı abi aşağı, hacı abi yukarı” deyip, yere göğe sığdıramadıkları o müdür taltif ediyor:

“Aferin sana, duyarlı bir yurttaşsın.”

Bugün ise…

O makamlarda, yürekleri ülke kadar büyük vatan evlatları oturuyor.

Öyle olmasaydı hiç her gün bu suç çetelerinin tepelerine biniliyor olur muydu?

Azınlık bir gurubun, “hafız birinden vali mi olur” diye istiskal ettiği vali Mustafa Çiftçi ve kamera önünde olmayı belli ki sevmeyen Emniyet Müdürü Kadir Yırtar’ı canı gönülden tebrik ediyorum.

Geceleri rahat uyuyorum. Zira biliyorum ki, gözümün nuru şehrim emniyet altında.

Güveniyorum ve inanıyorum:

Çocuklarımız sokaklardaki tehlikeden uzakta.

Hani Tayyip Bey diyor ya:

“Dünya beşten büyüktür”

Aynı Tayyip Bey ve ekibi bu kez, bize muştu veriyor:

“Türkiye, asla bir suç ve suçlu cenneti olmayacak.”

Nitekim olmuyor da zaten…

Nereden nereye…

Bu sefer son…

O yıllarda yani 90’larda.

Erzurum Emniyet Müdürüne makam aracı olarak Cherokee marka bir jeep alınmıştı.

Bendenizin yaptığı bir haberle kamuoyu gerçeği öğrenmişti:

O jeep, tefecilerin ve uyuşturucu satıcılarının bağışlarıyla alınmıştı.

Şimdi ne demek istediği mi anlıyor musunuz?

Nereden nereye demem işte bu yüzdendir.