Okumamanın cezası büyüktür. Okumamanın komplikasyonları da haliyle çok olur! Okumamanın cezasını okumayanın kendisi değil, ait olduğu toplum çeker. Güzel Türkçemizi güzelce bilmez, kelimelerin anlamları hakkında fikrimiz olmazsa diyaloglara beş sıfır yenik başlarız. Yazdığımız ve yorumladığımız konu anlaşılamaz ve sadece karalama olur, bir takım duyguların karalaması gibi; kelimeler var, anlam çıkaramıyorsunuz ki muhatabınızın ne dediğini anlayabilesiniz!

Çok kelime kullanmak çok şey anlatmaz!

Okumak o kadar çok önem taşır ki; kelime dağarcığınız genişler, ufuk frekansınız genişler, bakış açılarınız okumayan insanların erişemeyeceği kadar çeşitlilik kazanır.

Okuyan insanların idealleri; kişisel, siyasi veya makam, mevki, para menfaati icabı değildir. Toplum, insan, hayvan ve doğa ile alakalıdır.

Okudukça bilgi ve görgünüz gelişir. İnsanlarla diyaloglar içerisindeyseniz, iletişim becerilerinizi artırır. İletişim bilgi ve beceriniz yoksa bir veya birkaç insanla anlaşamamanızın sebebi büyük ihtimalle okuma alışkanlığı olmamasıdır. Herkes konuşur, kelimeler havada uçar, anlamaktan, anlamlardan söz edilemez kelime kargaşasına döner.

Siz bakmayın dünya klasiklerine, orada avamdan olanlar bile yazarın ustalığından dolayı anlamlı konuşuyorlar, konuşulanları anlayabiliyorlar!

Okumamak insanı avamlaştırır. Okumamak insanı sıradanlaştırır. Bazı okuyan insanlar ise aynı kişiden, aynı sözleri, aynı kitapları, aynı tefrikaları, aynı yorumları, tek bakış açısına sahip düşünceleri defalarca aynı yerlerden okuyorlar. Bu aydın tavrı olamaz ve kari sayılamaz elbet. Okurken bütün renkleri barındıran yazarları ve görüşleri okumak gerekir, okumak budur, yoksa yalnız kendi görüşünle ilgili yazanları okumak, okumak değildir.

Avam için nerede yaşadığının, kendisini kimin yönettiğinin, başına gelenlerin sebeplerini, başına gelebilecekleri düşünme, tedbir alma, bulunduğu durumun daha iyisinin ne olduğunun anlamını bilmez, anlamlar önem taşımaz.

Cumhuriyetimizin, demokrasinin ve bunları bizimle buluşturan, ülkeyi düşman işgalinden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’ün değerini avam bilmez. Atatürk’ün 14 seneye sığdırdığı işleri başta 34 fabrika olmak üzere görmezler. Çünkü avamın adeti; okumamak, duyduğuyla hareket etmek, siyasi liderinin anlattıklarına inanmayı tarz edinmişlerdir. Demokrasi, cumhuriyet, emperyalist ülkeler, emperyalist ülkelerin hedefleri, planları, projeleri hakkında en ufak bir fikir oluşturacak ne bir makale, ne bir doğru tarih ve ne de bir kitap okumuşlardır.

Ülkeyi yarınlara taşıyacak, yaşamımıza konfor sağlayacak, ülkede güvenle yarınlara ulaşabilecek düşüncelere sahip olmak için okumak şarttır. Eğitim şarttır.

İsrail’in yaptıklarının ne mazereti ne haklılığı olabilir. Dünyanın en küçük ve en az nüfusa sahip bir ülkelerinden birisi iken, bütün dünyaya meydan okumasının sebebini ne sanıyorsunuz? Sebebi diğer ülkeler ve biziz. Biz, kendimiz, evet yanlış anlamadınız; biziz. Biz ne yaptık; bilimi, ilimi, okumayı, icat etmeyi, üretmeyi, ilim adamı yetiştirmeği hafife aldık, katma değeri olmayan ne kadar şey varsa ve ne kadar işe yaramaz, ruhsuz, bilinçsiz, sorumluluk duymadan betonlar ürettik, gücümüzü kaybedecek ne varsa onları yaptık!

Okuyorum, okuyun, okutun, okusunlar! Aydınlanmaktan, tehlikelerden korunmanın, risklerden kaçınmanın okumaktan başka çaresini bilmiyorum.