Ve hepimiz söze sahibiz! Ancak hepimiz söz sahibi değiliz! Sözlere hâkim değiliz!

Dünyada etkili olan şeyler vardır, az veya çok etkili veya müthiş etkili gibi! Mesela atom bombasının adı bile korkunçtur ki etkisi çok sert, yıkıcı, ani, geri dönüşümsüz, yüz yıl süren, düştüğü yerde ot bitmesine engel olan insanoğlunun en alçak mucidi bir bomba!

Aşk!

Çok etkili! Etkisi tartışılmaz! Rüsvalık! Gene de talibi, tutuklusu, eziklisi, yaralısı çok!

Para!

İnanılmaz güce sahip! Dünyada savaşlar, işgaller, kan, gözyaşı; hepsinin birinci dereceden zanlı firarisi! Alamadığı değerler, kıramadığı engeller var, radikaller, inançlar var; aşamadığı!

Söz!

Her yerde! Ağızdan çıktığında söz kadar etki gösteren, tahrip gücü yüksek bütün değerleri, ilişkileri bozan bir bomba henüz icat edilmedi. Günahlara, haksızlıklara, derin kalbi yaralara sebep olur! Rampadan fırlatılmış bir füze; söz!

Sözün eğrisi büğrüsü, aslı astarı olmayanı, gerçeği, sert veya doğru söylenmeyeni, yolundan saptırılanı büyük sıkıntılara, belalara davetiye çıkarmıştır.

Dalgadan köpürmüş deniz düşünün; dalgaları bir anda indiren, sakinleştiren bir ilaçtır söz!

“Gene bir söz duydum, kırıldı kolum”! Türküde anlatılmak istenen sözün etkinliği! Ortada travma yok, darbe yok, kaza yok; söz var, söz; kolunu kanadını kırmış!

Ve hepimiz söze sahibiz! Ancak hepimiz söz sahibi değiliz! Sözlere hâkim değiliz!

İnsanın şahsiyetini yaralayan, hakaret taşıyan bir söz muhatabını bozuyor! Bozulan kişinin de sözü aynı şekilde karşıya göndermesi kalıcı kırgınlıkların sebebidir! Kavgaların belki de düşmanlıkların başlangıcı!

İletişimin kırılma anı; ağızdan çıkan anlam taşımayan, anlaşmaya hizmet etmeyen sözlerle olur! Söz, tanımına uygun olarak; duyguyu tam ve eksiksiz anlatmalıdır.

Sözün kelimeleri özenle seçilmeli, içlerinde kırıcı, patlatıcı hareketlere geçirmemeli, şahsiyetleri ayakta tutmalıdır.

İşin faili egolar! Kirli algılama düzenekleri. Beynin süzmeden içeri aldığı ham kelimeler! Kirli ifade etme, anlamı yitiren imla hataları! Hele yazılı yapılan yorumlardaki ifade bozuklukları. Özensiz seçilen kelimeler! Düşünme içermeyen alıntı görüşler! Anlamsız yüksek beklentiler içeren ifadeler, hayır demeye saygı duymamak! İletişimi, ilişkileri bozan hatalarımız!

Siyahtan beyaza eğitimli çizgisinde griden beyaza doğru gidildikçe; kelimeler daha çok anlam kazanırlar! Avam daha az kelimeyle konuşup, çok daha az kelimeyle düşünebildiğinden kelimelerin tahrip güçleri daha fazladır. Aydın insanların konuşma ve düşünme kelime sayısı daha fazladır. Daha beyaz insanlarda kelimeler daha çok anlam taşır. Bunun ilk etapta tahsille alakalı olduğu düşünülse de; aklıma kitap yüklü merkep örneği gelmektedir.

Söz söylemek sanattır!

İletişim sanattır! İletişimin yüzde yetmişi dinlemek; otuzu konuşmak! Dinlerken kulaklara çok iş düşmediğini ilaveye gerek yok; hepimiz biliyoruz(!) (Geştalt)

Anlaşmak eğilimi taşıyan iyi niyetli kelimeler daha konunun başında anlaşılır. Niyet laf çakmaksa; o başka bir gereksiz sanat!

Biriktirmek; fazla yük! İnsanlar biriktirmeden konuşabilmeliler!

Karşının şahsiyetini bozmadan fikrini söylemek; erdem!

Söz her yerde! Havada uçan kelimelerin iletişimdeki yerleri büyük; inkâr edilemez! İletişime hizmet etmeyen kelimeler konuşmanın yükü, paraziti!

Bağırmak; havlamak, diyaloğun sabıkalı kronik katili!

Güler bir yüzle söylenen söz; niyeti iyiye çeken mıknatıs!

Atalarımız ne güzel demişler, boğaz yedi düğüm ve söz her düğümde dinlendirilmeli, temizlenmeli, yumuşatılmalı öyle çıkmalı ağızdan!

Siyasi sözleri ise diğer sözlerden ayırt etmeden değerlendiremeyiz! Siyasi sözlerde daha çok vaatler ve siyasetçilerin eylemlerindeki başarısızlığın altın tabakta söz sunumu ile yeni rüyalar için ninni vardır; dikkat!

Dincilerde şirk, tefrika!