Dün ne yaptık, biliyor musunuz?

Aralarında yereller de dahil olmak üzere, Erzurum’daki birçok marketi üşenmeden tek tek gezdik…

Sebebi çok açık; marketler, bilindiği üzere temas ortamının belki de en fazla oluştuğu mekanların başında geliyor…

Çünkü insanlar marketlerde sürekli bir şeylere dokunuyor; raflara dokunuyor, ambalajlara dokunuyor, sebzeye dokunuyor, meyveye dokunuyor…

Kısacası dokunuyor da, dokunuyor…

Her neyse…

Sağlık Bakanlığı, marketlerin uymaları gereken kuralları revize ederek güncellemişti bir süre önce…

Ne demişti?

BİR:

Marketlerde aynı anda alışveriş yapanların sayısına dikkat edilecek!

İKİ:

Market girişlerinde ve içerisinde el antiseptikleri, dezenfektan sıvı ve üniteler bulundurulacak!

ÜÇ:

Sebze ve meyve reyonlarında tek kullanımlık eldivenler bulundurulacak!

DÖRT:

Market içerisinde maskesiz gezilmeyecek, raflar önünde bir arada beklenilmeyecek!

BEŞ:

Kasada sıra beklerken, sosyal mesafeye dikkat edilecek!

Sayalım mı daha?

Gerek yok, çünkü bunların dışında daha 15 madde var söz konusu kurallar içerisinde…

Şimdi!

Kurallar böyle ve bu kurallara uyması gereken de marketler olduğuna göre; nasıl bir tabloyla karşılaşmış olabiliriz sizce?

Bunda bilemeyecek ne var canım!

Erzurum gibi vaka sayılarının alabildiğine tırmanışa geçtiği bir şehirde, marketlerin kurallara uyuyor olması mümkün olabilir mi yani?

Tam bir fecaat!

Çoğu marketin girişinde el antiseptiği bulunmadığı gibi, bulunduranların da dezenfektan ünitelerinin boş olduğundan haberleri bile yok!

Hadi kapıda durum böyle de, içeride ya nasıl?

İçerisi daha beter!

Müşteri sayısına yönelik olan kural, bir kere başından ihlal!.. Kasada sıra bekleyen müşteriler, birbiri ardına dizilmiş vagonlar gibi… Tek kullanımlık eldiven derseniz, çoğusunda göremedik bile..

Yani?

Yanisi şu:

Erzurum’da salgınla mücadelede seleyi suya sadece vatandaşlar vermemiş…

Erzurum dört bir yandan kokuşmuş vesselam!