“Ne Olduğunu Bana Hissettirmedin”! (Çin Atasözü). Ahlaklıyım, milliyim, dürüstüm, çalışkanım diyorsan ben bunu hissetmeliyim.

Kaç defa gruplara ayrıldık, bölündük, karşı görüşler olduk, çatıştırıldık; hâlâ akıllanmadık! Sağcı, solcu, komünist, dinci, siyasi İslamcı, cemaatçi, tarikatçı, mezhepçi, ırkçı; her şey! Kolay lokma yapmak emperyalizmin işiydi, çok kez başardı!

Hayal kırıklığı bir geminin batması mı, yoksa gemiyi batırabilmek bir akıl kırıklığı sonucu mu?

Geminin batmasında iletişim kırılmaları, teknik aksamalar, ihmaller ve kasıt yani sabotaj etkili olabilir!

Hayalim bir toplumda beni biz, bizi hepimiz yapmak için daha çok, çok daha fazla kültüre ve bilgiye ve iletişime ve bilince sahip olmak!

Ben, falan partiliyim, hayır o partinin filan fraksiyonundanım, aslında daha çok falancayı destekliyorum. Çünkü o bizim okul mezunu. Çünkü o, bizim köyden ama bizim köyün alt başından, filankes ise köyün ortasından!

Ben imam hatipliyim, ben medreseli, ben ocaklı, sen cemaatli, o tarikatlı, Ortadoğulu, ben Galatasaraylı, ben Ankaralı ve ben Urfalıyım gardaş, ben efe, sen gakkoş, ben dadaş ve ben Bayburtluyum ayaklaran(!).

Ben solcuyum, ben sağcıyım, ben milliyetçi, ben komünist ve ben faşistim ve ben de batıcıyım, ateistim, deistim, sünniyim, aleviyim, dindarım veya dinciyim, mezhepsizim; sana ne!

Ben bunları çoktan gerilerde, çok gerilerde bıraktım.

Vatanımı, toprağımı, değerlerimi, milliyetimi, insanımı her şeyden çok seviyorum, canım bu ülkeme feda olsun! Bunun için bana bir etiket gerekmiyor, kimseden yana olmam gerekmiyor!

Senin ne olduğundan bana ne?

Önemli olan neye inandığınız değil, önemli olan; inandıklarınızın sizi ne yaptığıdır” Walter Benjamin. Demiş. Müthiş demiş. Güzel demiş. İyi demiş.

Dindar olduğunu söylemen yerine ben senin yaptıklarından, desteklediklerinden, konuştuklarından seni görüyorum; bana ne hissettiriyorsan; sen osun, söylediğin değil!

Yapılan bir ahlaksızlık, yolsuzluk, ensestlik, tecavüz veya yalan söyleyenler karşısında sessiz kalıyorsan hangi ilahiyatı okumuş olursan ol, sen din adamından daha çok ancak bir aitlik duygusuna kapılmış siyasi birisi olursun en kibar tabirle! İnandığın şey her ne ise sende işe yaramamış veya sen inanmamışsın, inanmış gözüküyorsun. En azından kendini kandırıyorsun!

Karşındaki bir grubu toptan töhmet altına alacak bir beyanda bulunuyorsan, militan, bölücü, kasıtlı değilsen; cahilsin!

Toplumu germeler, toplumda siyasi, dini, ırkı, bölgeyi lokal milliyetçilikleri desteklemeler sayesinde meydana gelirler.

Hele ki aydınım diye bir iddianız varsa; bütün renkleriyle insanları kabul etmelisiniz. Bütün fikirleri dinlemeli, bütün düşünceleri kabul etmeseniz bile saygı duymak ve fikir sahibini sevmek zorundasınız.

Hele dini ve dinde olmayan teorileri, tezleri, görüşleri insanları şiddete yönlendirecek, insanlar arasında korku, dine karşı düşüncelere, insanlar arasında bölünmelere, taraf oluşturmalara sebep olacağından, herkes daha çok yapıcı, uzlaşıcı, biz ve siz içermeyen cümleleri ustalıkla yan yana getirmelidir, başka kastı yoksa eğer! Ki var olduğu aşikâr!

Beni hiç kimse bir şey yapmakla mükellef değil, ben kimsenin istediği kalıba giremem, kimseden taraf olamam, olmuyorum, ben kendim olmak istiyorum, çünkü ben kendimi böyle seviyorum. Bu hayat bana ait, fikirlerim bana ait, okuduklarımın sentezinden elde ettim ben düşüncelerimi, özgürlüklerimin sınırlarını biliyorum. Adaleti biliyorum, benden başka her canlı cansız varlığa saygı duyuyorum. İnsanlara karşı sorumluluklarımın bilincindeyim. Elbette ben veya başkaları her istediğini yapar sonucu çıkarmadan değerlendiriyorum, hayatı!