Toplum olarak başarıyı alkışlamak, takdir etmek; yapılan bir hatadan dolayı özür dileyip ‘Affedersiniz!’ demek, empati yapmak gibi erdemli davranışlar sergilemekten bir hayli uzak olsak da; eleştirmek, yermek, küçümsemek gibi hasetlik kokan alışkanlıklardan da bir türlü vazgeçmemekteyiz.

Şehrin kalkınmasına ve ortak akıl kullanmasına engel olan bu kötü haslet şehri bir ahtapot gibi sarmış olsa da bu durumu kimsenin sahiplenmemesi ve kendisini bu fotoğrafın dışında tutması, hastalığı besleyen en önemli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dün akşam, bu alışkanlığın somut ifadesini uzun yıllar ETSO Başkanlığını yapmış olan Lütfü Yücelik’in vermiş olduğu veda yemeğinde bir kez daha duyduk ve hatırladık.

Lütfü Bey, yapmış olduğu konuşmasında bu kötü alışkanlığın altını çizip, şehre katma değer kazandıracak insanların bu olumsuz bakış açılarından dolayı yorulduğunu, hevesinin kırıldığını açık yüreklilikle ifade etti.

Yemek esnasında ETSO’nun son üç dönemde yapmış olduğu faaliyetleri izledik ve odanın kazanımları konusunda bilgi edindik.

Lütfü Bey’in yapmış olduğu duygu yüklü konuşmasını dinlerken, Aşkale Çimento Fabrikası gibi ülkenin en önemli 500 şirketi içinde olan dev tesisin Erzurum’a kazandırılmasındaki aktif rolünü hatırladık.

Uzun boyu, kasketi, sönmeyen sigarası, kendine has hitabeti, cesur ve atılgan kişiliği ile gerek ETSO’da ve gerekse Aşkale Çimento’da elinden gelen gayreti gösterdiğine ve şehre kazanımlar sağlamaya çalıştığına şahit olduk.

ETSO’ya cemaati, tarikatı ve siyaseti sokmaması konusundaki kararlılığı 15 Temmuz Hain Darbe girişiminde kendisini haklı çıkarmıştır.

Uzun süre ETSO başkanlığı yaptıktan sonra yeni yapılacak oda seçiminde ‘Aday olmayacağım!’ diyerek noktalaması gerçekten harika bir zamanlama olmuştur.

Akıp giden zaman içerisinde rollerin değiştiğini ve enerjilerin başka yöne kaydığını hayat bize göstermektedir.

Şehre hizmet konusunda samimiyetle çalışan ve risk alan Lütfü Bey’in elbette ki seveni sevmeyeni, kıskananı alkışlayanı olacaktır.

O, görevi başındayken hiç hamaset yapmadı. Vatan, din, bayrak, ezan gibi kutsalların arkasına saklanıp iş görenlerden olmadı. Şehir, onu saf ve organik Erzurum’un evladı olarak tanıdı ve kabullendi.

Lütfü Bey mütevazılığı, doğallığı ve gayreti ile şehrin köşe taşlarından biri olarak hatırlanacak; samimiyeti ile hafızalarda yerini alacaktır.

Görevi sırasında yaptıkları, yapmayı hedefleyip yapamadıkları elbette ki olmuştur. Görevlerin ve makamların gelip geçici olduğu bu fani dünyada önemli olan kubbede hoş bir seda bırakmaksa, Lütfü Bey’in bunu başardığını ve arkasında güzel izler bıraktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Lütfü Yücelik’e yaptığı hizmetlerden dolayı şehir adına şükranlarımızı sunarken, yapılacak olan ETSO seçiminde aday olan kardeşlerimize başarılar diler, liyakatin ve ehliyetin hakkıyla teslim edileceği bir seçim olmasını temenni ederim.