“Adaleti sağlamanı istiyorum Baba”, “Hâkim ve savcılara git”, “Onlar adaleti sağlamadılar, senden adalet istiyorum”. Baba / Mario Puzo.

Bu zamanın ABD’sinde veya diğer gelişmiş ülkelerde belki adalet çok sağlanamıyor olabilirdi. Belki kötü adaletsizlik örnekleri de vardır. Ama dünya klasiklerini okumuş olanlar bilirler ki; adaleti batılılar kitaplarında, filmlerinde ve örnek teşkil edebilecek uygulamalarında zirveye taşımışlar ve sağladıkları adaletin konforunu yaşamaktadırlar. Akıl, felsefe ve bilim adamları, hukukçuları adaleti kutsamışlardır.

Zengin ve fakir için adalet aynı mıdır, sizce?

Adalet ilk büyük yarasını bence bu noktada almaktadır. Zenginin avukatları, fakirin dava dosyasını yazan arzuhalciler veya devletin atadığı bir avukat! Sizce kazanacak baştan belli değil midir?

Seçimlerde siyasiler tutmayacakları vaatleri sıralarlar; siz hiç “adalet için savaşacağım, adaleti sağlamak için her şeyi yapacağım” diyen bir siyasi parti adayına rastladınız mı? Ben rastlamadım mesela. Siyasi parti adayı zaten böyle bir söz verse liderleri zaten izin vermez veya vatandaş, “bu ne diyor” diye üstüne gülebilir!

Burt Lancester; “Kanun Adamı” filmi mesela! Adaleti ruhuna indirmiş bir kanun adamı rolünü üstlenmiş. Adalet için savaşıyor. Asla yılmıyor, adaleti sağlıyor.

Bu kadar asil bir ruh, adalet gibi yüksek bir davayı zirveye taşımış.

Soruyorum; suçlu birisini affettiren avukatlık sistemi ve karşısında şiddet uygulayarak serbest kalan bir embesil. Hangi vicdan bunu nasıl kabul edebilir, sebep nedir diye sorsanız; sadece para diyebilirim!

Adaletin katili; para!

Hukukta arabulucuk sistemi; alacaklıyı borçluyu buluşturup, alacaklının alacağının bir kısmından vazgeçmesi anlamı taşıyarak; adaleti sağlıyor mudur; bence hayır! Tabii ki işler bu kadar basit değil ama sonuçta hakkı olan hakkının bir kısmından vazgeçtiği sistem adaletli bir sistem değildir. Adalet; hakkı olanın hakkının bütününü almasıyla gerçekleşir.

İşe girişlerde devletin yaptığı mülakatlarla işe girişlerde adalet sağlamak mümkün müdür? Liyakatli olanın mağdur edilmesi, ülkede işlerin vasıfsız birilerinin işe girmiş olmasıyla, işlerin aksayacağı da bir gerçektir.

Engellilerin işe alımlarında ayrı bir statü ve ayrı bir kadro açılarak yapılması da büyük adaletsizliktir. Engelli insanlarımız da normal yerlerden hak ettiği her işe alınmalıdır. İngiliz bilim adamı Stephen Hawking’i engelli diye üniversiteye, işe almasalardı; dünya Einstein’dan sonra gelen bir büyük beyinden yoksun kalacaktı!

Adaletin gölgesinden daha güvenli, insanların daha mutlu olduğu, insanların adaletini sağladığı devlette yaşamanın verdiği huzuru verecek başka bir sistem asla yoktur!

Adalet istiyorum, adalet konusunda devletime güvenmek istiyorum, adaleti özlemek istemiyorum!

Maaşlarda adalet istiyorum! İşçi emeklisi olarak, çalışan bir memurun çalıştığım yıllarda en az iki katı prim kesildiği halde memur emeklisinden yüzde on daha az maaş zam yapılamasını adaletsiz buluyorum.

Adaletin gölgesinde yaşamak istiyorum! Adalet kutsaldır! Saygıyı en fazla hak edenler; adaletli insanlar, her işinde adaleti gözeten ve adaletten ayrılmayanlar, adil kanun adamları, adaleti uygulayan ve adaleti kutsayanlar hak etmektedir!