Geçtiğimiz gün ERK Haber Televizyonu'nda Sayın Özçaylak, İYİ Parti İl Başkanı Sayın Melih Kırkpınar'ı konuk etti.
Çok da iyi yaptı.
Sayın Kırkpınar, Erzurum'da en güçlü muhalefet partisinin il başkanı olarak, eleştirilerini, kent bazında yapılması gerekenleri, yapılmayanları gayet nazik bir şekilde aktarırken, birden Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Sekmen, telefonla bağlandı.
Aman tanrım!
Bu nasıl bir güçtür!
Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır!
Sayın Kırkpınar'a laf arasında yapmadığı hakaret kalmadı!
İşte burada kalite farkını gördük!
Bu aynı zamanda yenilmişliğin ve gelecekte kaybedişliğin işaretlerini veriyordu. Yoksa Sayın Sekmen bu kadar neden hırçınlaşsın ya da karşısındaki kişiye hakarete varan cümleler kursun ki!
Öyle sanıyorum ki; ulusal siyasette muhalefete hakaret etmek ve onları yok saymak hastalığı, Sayın Sekmen'de de yerel olarak devam etmekte.
Yok!
Olmaz ki!
Sayın Kırkpınar, tüm nezaketiyle konuşmaya devam ederken, "hadi oradan, çek git," gibi cümlelere muhatap olmasına rağmen, nezaketini bozmadan, "siz benimle böyle konuşamazsınız," diye tepkisini gösterdi.
Ve çok haklıydı!
Erzurum'da AK Parti'nin tek ve güçlü rakibi olan İYİ Parti'nin İl Başkanı olarak Sayın Kırkpınar'ın bu tavrı ve tutumu tüm izleyenler tarafından olumlu not aldı.
Gerçi, Ak Parti İl Başkanı Sayın Mehmet Emin Öz de telefona bağlanarak, Sayın Sekmen'in kırıp döktüklerini toparlamaya çalışsa da, biraz boşuna oldu gibi!
Sayın Kırkpınar, Sayın Sekmen için, "sizin Kartal'dan nasıl geldiğinizi biliyoruz, günü gelince konuşuruz," diyerek, son noktayı koydu.
Bu canlı yayından anladığım tek şey, hiçbir zaman eleştirilmeyen, AK Parti ve yerel yönetimleri, karşılarında İYİ Parti ve İl Başkanı Sayın Kırkpınar gibi dişli ve ne söylediğini bilen biri çıkınca biraz hırçınlaşmaları olmuştur!