Cuma namazı Cuma suresi 9. Ayetle inananlara emredilmiştir. Ayet “Ey iman edenler” diye bütün iman edenleri hedef alırken, nasıl kadınlar bu ey iman edenler hitabı dışında bırakılmıştır, anlamak mümkün değildir. Kadına da Cuma namazı erkeğe olduğu kadar farzdır. Ve kadınların camiye gitmemeleri birkaç neslin camilerden kopmasına sebep olmuştur. Bu vebali kimler üstlenmiştir, bilemiyorum?
Cuma namazında gittiğim Caminin bahçesi, mahfil tıklım tıklım dolu oluyordu. Ezan okunduktan sonra ise Caminin içinde yer bulamıyor, bahçesinde kılmak zorunda kalıyordum. Epey bir zamandır Caminin dışarısını bırakın, caminin yarısı boş.
Sebebini düşündüm.
Bu durumun sebebini hocaların ve Diyanetin de düşünmesi gerekir!
Beş vakit namazını camide kılan arkadaşlarımla konuştum; cumadan cumaya camiye gittiklerini öğrendim. Sebeplerini konuştuk. Tabii konuştuklarımız kendi fikirlerimizdi. Ama herkesin ortak olarak sebepleri vardı.
- Cuma günleri vaaz veren hocaların artık kendilerini geliştirmeleri lazım. Vaaz veren hocalar asla bağırmamalı, karşısındakine söz sayar gibi hitap etmemelidir. Konuşmalar çocuğa anlatır gibi, tene tane açık seçik anlaşılacak şekilde olmalıdır. Ve vaazlarda Kuran esas alınmalıdır. Tefrikalar, yorumlar, rivayete göre konuşmalar vaazda yer almamalıdır. Hele siyaset asla vaazın içinde dışında ve ima ile bile olmamalıdır.
- Camiler hiçbir şeyi protesto etme yeri değildir. Protesto için meydanlar var, isteyen gider protestosunu eder.
- Hutbeler anlaşılır, daha kısa, bağırmadan, normal ses tonunda anlatarak okunmalıdır. Hutbeler uzadıkça insanlar açıkçası sıkılıyorlar, kiminin abdest tutamama, kimisinin işe veya bir randevuya yetişmek, kimisinin acıkmak gibi ihtiyaçları olabiliyor. Hem aynı cümleler bazen belletir gibi tekrar ediliyor.
- Camilerde çok yüksek ses gerekmiyor. Caminin içinde ve dışında okunan ezan, vaaz çok yüksek sesle niye okunur; anlamak mümkün değil. İşitme cihazı kullanan insanlar tahammül edemezler. Çok insan biliyorum gürültüden ve yüksek sesten müthiş rahatsız oluyorlar. Bu zorunlu değil ve birçok hocanın bu yüksek sesteki ısrarlarını izah etmek de mümkün değil. Diyanet bu konuya el atmalıdır. Her eline mikrofon geçirenin ezan okuması da yanlıştır. Bazı hocalar ezana aniden çok yüksek sesle başlıyorlar, niçin? Sakin sakin, bağırmadan, adabında ezan okumak niye terk edildi? Öyle müezzinler tanıdım ki; onlar ezan okurlarken insanlar durur dinlerlerdi. Huşu içinde okunan ezanlar duymamız gene nasip olur diye duacıyım!
- Camilerin içinde cami çavuşu gibi kendilerini camide görevli sanarak insanlara müdahale hakkını kendinde gören insanlara da cami görevlilerinin müdahale etmesi gerekmektedir. İnsanları askerdeki gibi sıraya sokmaları, ikaz etmeleri doğru değil, hele azarlamaları hiç kabul edilemez!
- Her Cuma günü veya her fırsatta camilerde yardım toplanması da sıkıcı bir hale gelmiştir. Bir hocanın camii bahçesinden para toplayan dilencileri kovarken bağırmasını hiç unutmuyorum. Gerekçesi millet bunlara para veriyor, camiye para kalmıyordu (!)